Sarıkamış şehitleri anılıyor
1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusunun Rus işgali altındaki toprakları kurtarmak için başlattığı Sarıkamış Harekatı’nda şehit düşen askerler, harekatın 108’inci yılında anılıyor. Peki, Sarıkamış harekatı ne zaman gerçekleşti? İşte Sarıkamış harekatının tarihçesi
Sarıkamış Harekatı, 22 Aralık 1914’te başlayıp 15 Ocak 1915’te sona erdi. Allahuekber ve Soğanlı dağları ile yörede dondurucu soğuklarda Mehmetçiğin vatan için fedakarca görev yapıp şehadeti göze aldığı harekatta, dondurucu soğuklar ve çatışmalar nedeniyle binlerce asker şehit düştü.
Kars’ın Sarıkamış ilçesi ve harekatın başladığı nokta olan Erzurum başta olmak üzere yurdun dört bir yanında harekatın 108’inci yılında anma etkinlikleri organize edilecek. Sarıkamış’ta her yıl ocak ayının ilk haftası düzenlenen yürüyüş ve etkinlikler, 6-8 Ocak’ta gerçekleştirilecek.
SARIKAMIŞ TARİHİ
19. Yüzyılda Güney Kafkasya ve Kars, Ardahan ve Batum sancaklarının işgali Türk-Rus mücadelesinde yeni bir dönemi başlatmıştır. Üç sancağın işgali vatanın ve devletin bütünlüğünü tehlikeye atmıştır. Rusya durdurulamadığı takdirde Türk milletinin vatanı ve son kalesi olan Anadolu tamamen kaybedilebilirdi. Bu sebeple Türk milleti I. Dünya Savaşı’nda ölüm-kalım mücadelesi verecek, Kafkas cephesi ise hesaplaşmanın yaşandığı yer olacaktı.
1914 yılında dünya savaşı savaş patlak verdiğinde Rusya, Almanya ile mücadeleye öncelik verdi. Almanya mağlup edilince Osmanlı Devleti’ni yenmek ve tarihi emellerine ulaşmak kolay gözüküyordu.
Osmanlı Devleti’nin hedefi ise Rusya’yı Anadolu’dan çıkararak devletin bütünlüğünü teminat altına almak, işgal altındaki Türk-İslam unsurlarına hürriyetlerini kazandırmak, Rus ve Ermeni katliamlarına son vermek ve 93. Harbi’nin intikamını alarak Anadolu ve Kafkasya’ya yeni bir ruh kazandırmak idi.
Türk seferberliği Türk-Alman ittifakından sonra başladı. Anadolu erzak ve iaşe yönünden zengin olmasına rağmen teşkilatların yetersizliği, subay ve personel eksikliği ve demiryolunun yokluğu gibi sebeplerden ötürü hazırlıklar istenilen seviyede olmadı. Rus donanması Türk ordusuna kışlık kılık-kıyafet, silah ve mühimmat getiren gemileri batırınca 3. Ordunun savaşı kendi imkânlarıyla sürdürmekten başka çaresi kalmadı. Savaşın başında Türk ordusu iki kolordudan meydana geliyordu. Bilahare 10. Kolordu ile takviyesine karar verilerek kolordu sayısı üçe çıkarıldı.
Rus ordusu 2 Kasım 1914’te Köprüköyü istikametinden saldırıya geçti. Türk ordusu Köprüköy ve Azap muharebeleriyle saldırıyı durdursa da düşmanı tamamen yok edemedi. Başkomutan Vekili Enver Paşa, Üç Sancağa girebilmek için Rus ordusunu imha edecek bir kuşatma harekâtına karar verdi. Harekât planına göre 11. Kolordu Hasankale önlerinde gösteri taarruzu yaparken 9. Kolordu Bardız’a (Gaziler), 10. Kolordu Oltu’ya ilerleyerek düşmanı kuşatarak yok edecekti. Bunun için harekâtın baskın tarzında yapılması ve düşmanın çekilmesine fırsat verilmemesi gerekiyordu. Sarıkamış Harekâtı için hazırlıklar hızlandırılırken Enver Paşa da 12 Aralık’ta Erzurum’a gelerek komutayı devraldı.
Harekât öncesi 3. Ordu’nun genel mevcudu 118.000 olup, bunun 70.000’i muharip idi. Türk taarruzu 22 Aralık 1914’te başladı. 10. Kolordu komutanı Hafız Hakkı Bey, Oltu’yu aldıktan sonra iki tümeni Sarıkamış-Kars şosesine indirmesi gerekiyordu. Fakat planın dışına çıkarak Aksar (Penek) ve Göle’yi (Merdenik) aldıktan sonra sadece bir tümeni Bardız’a gönderdi. Ardahan’a doğru ilerlerken Enver Paşa’nın müdahalesiyle Allahuekber Dağı’nı aşmak zorunda kaldı. Kolordu yürüyüş sırasında çetin kış şartlarından ötürü hem geç kaldı, hem de büyük kayıplar verdi.
Harekâtın bütün yükü 9. Kolordu’nun omuzlarına yüklendi. Tümenler gayet ağır bir coğrafyada düşmanla mücadele ederek ilerlerken Enver Paşa, birliklerin Bardız’a ulaşmasını beklemeden taarruz emri verdi. Böylece düşmanı kuvvetli bir darbeyle yok etmek yerine birlikleri tek tek muharebeye sokarak ordunun Sarıkamış önlerinde erimesine neden oldu. 25 Aralık sabahı yürüyüşe geçen tümenler ancak akşam saatlerinde Rus savunma hatlarına ulaştı. Gece saatlerine kadar devam eden saldırılara rağmen Sarıkamış alınamadı. 9. Kolordu Komutanı Çerkezköyü mevkiinde harekâtı durdurdu. Birlikler geceyi açık arazide geçirirken ordunun taarruz gücü ve morali alt üst oldu. 26 Aralıkta yapılan ikinci hücum şehrin kuzey hatlarında yoğunlaştı. Yukarı Sarıkamış mevzilerine girilse de şehir yine alınamadı. 29 Aralık’ta son bir hücum yapılırken 9. Kolordu büyük kayıplar vererek savaş kabiliyetini yitirdi. 10. Kolordu’nun taarruzundan da sonuç alınamadı. Ruslar Bardız geçidini ele geçirince Enver Paşa zafere olan inancını kaybederek komutayı Hafız Hakkı Bey’e devretti ve bölgeden ayrıldı. 9. Kolordu’ya bağlı 1.200 asker esir edilince 4 Ocak 1915’te orduya geri çekilme emri verildi.
Harekât sona erdiğinde Ruslar yaklaşık 32.000 kayıp veridi. Türk ordusunun şehit, yaralı, hasta, kayıp ve esir olmak üzere toplam kaybı 90.000’e ulaşıyordu. Ordu’nun 9.000’e düşen mevcudu yeniden teşkilatlanmaya bağlı olarak bir hafta içinde 21.351’e çıkarıldı.Harekâtın Sonuçları
Sarıkamış Harekâtı, seferberlikten itibaren başlayan hatalar ve ihmaller zincirinin hazin bir sonucudur. Köprüköy ve Azap muharebelerinde düşman imha edilerek tehdit ortadan kaldırılsaydı Sarıkamış Harekâtına ihtiyaç duyulmayacaktı. Türk askeri askerliğin bütün icaplarını yerine getirdiği halde ordunun sevk ve idaresinde yaşanan sorunlar bu sonucu doğurmuştur.
3. Ordu savaş gücünü kaybettiğinden üstünlük Ruslara geçmiştir. Elviye-i Selase ve Kafkasya’nın kurtuluşu için çıkılan yolda Doğu Anadolu işgal ve istilaya açık hale gelmiştir. 93. Harbi’nin yaralarını sarmak mümkün olamadığı gibi yeni acılara neden olundu. Ruslar harekât bölgesinde on binlerce Türk ahaliyi Türk ordusuna destek verdikleri iddiasıyla katletti. Taşnak Ermenilerini kışkırtarak doğu vilayetlerinde isyanlar çıkarmak suretiyle devleti ve orduyu iki ateş arasında bıraktılar. Bu sebeple önce Elviye-i Selase’den, ardından doğu vilayetlerinden yüzbinlerce insan daha güvenli addettikleri bölgelere göç etmek zorunda kalmışlardır.
Sarıkamış Harekâtı, dünya savaşının seyrini de etkilemiştir. İngiltere, Rusya üzerindeki baskıyı azaltmak ve ona yardım etmek amacıyla Çanakkale cephesini açmıştır.