Tören çelenk sunumu, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başladı.
Tekirdağ Süleymanpaşa Ziraat Odası, Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Süleymanpaşa Süt Üreticileri Birliği, Ziraat Mühendisleri Odası, Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı, Önder Çiftçi Danışmanlık Derneği, Önder Çiftçi Eğitim Kültür Yardımlaşma Derneği, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği çelenk sunumu yapıldı.
Çelenklerin sunumu sonrası Süleymanpaşa Ziraat Odası Başkanı İmdat SAYGI ve CHP
Tekirdağ Milletvekili Sayın İlhami Özcan AYGUN bir konuşma yaptı.
İmdat SAYGI Konuşmasında;
Bugün, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler
Günü’nü kutlamak için bir aradayız. Ancak ne yazık ki, ülkemizde çiftçiliğin ve kırsalın hali içler acısı bir durumda. Bu özel
Günü artık nutuklar ve vaatlerle geçiştirmenin bir anlamı kalmadı. Eğer acil ve köklü tedbirler alınmazsa, yakın gelecekte ülkemiz adına bu
Günü sadece eskiden çiftçilik yapanları anmak için kutlayacağız.
Üzülerek görüyoruz ki, çiftçilerimiz her geçen gün biraz daha yoksullaşmakta ve çiftçiliği bırakmaktadır. Bu durum özellikle genç çiftçilerimizi kırsal kesimden göçe zorlamaktadır. Toprağa bağlılığımız her geçen gün azalmakta, atalarımızdan miras kalan bu kutsal mesleğimiz yok olmaktadır. Üretim maliyetlerindeki fahiş artışlar, iklim krizinin etkileri, yeterli desteklerin olmaması ve köklü politika eksiklikleri, çiftçilerimizi adeta çaresiz bırakmıştır.
Mazot, gübre, ilaç fiyatlarındaki akıl almaz zamlar, bir avuç tohumun bile altın değerinde olmasına neden olmuştur. Küresel ısınmanın son yıllarda daha da hissedilir hale gelmesi, geleneksel tarım yöntemlerini işlevsiz kılmaktadır.
Sel, dolu, don, kuraklık ve fırtına gibi doğal afetlerin artan sıklığı ve şiddeti, tarımsal üretimde ciddi ürün kayıplarına yol açmakta, aynı zamanda yeniden ekim, hasat ve altyapı onarımı gibi ek maliyetleri artırarak üretim giderlerini yükseltmektedir. Bu durum, tarım sektörünün ekonomik sürdürülebilirliğini zayıflatmakta; küçük ve orta ölçekli işletmeler başta olmak üzere üreticilerin finansal dayanıklılığını olumsuz etkilemektedir. Nisan ayında yaşanan zirai don olayı bağ ve meyve ağaçlarında ciddi zararlara buğdayda da kısmi verim kayıplarına yol açmıştır. Önümüzdeki günlerde ciddi bir yağış almadığımız takdirde buğdayda önemli bir verim kaybı kaçınılmazdır.
Ülkemizin temel tarım ürünlerinden biri olan buğday, hem çiftçimizin geçim kaynağı hem de Türkiye’nin gıda güvenliği açısından stratejik bir üründür.
Üreticilerimizin önlerini görebilmesi, ekim ve hasat planlamalarını sağlıklı şekilde yapabilmesi ve girdi maliyetlerini karşılayabilecek bir gelir seviyesine ulaşabilmesi için, 2025 yılı buğday taban alım fiyatı, hasat öncesinde açıklanmalıdır. Buğday üretiminin sürdürülebilirliği açısından belirlenecek taban fiyat, üreticinin alın terini korurken aynı zamanda iç piyasada fiyat istikrarını sağlayacak ve dışa bağımlılığı azaltacaktır. Bu kapsamda, 2025 yılı buğday taban alım fiyatının, mevcut üretim maliyetleri, enflasyon oranı ve çiftçinin refah payı göz önünde bulundurularak en az kilogram fiyatı 15 TL olmalıdır.
Zengin toprakların yoksul insanları olmayı hak etmiyoruz. Karamsar değil umutluyuz. Umudumuz, tarımsal zenginliğimiz ve çiftçilerimiz. Tüm zorluklara, engellere rağmen üreten çiftçilerimizi bir gün değil her gün ayakta alkışlamalıyız.
Bu vesileyle, toprakla emeği buluşturarak bizlere bereket sunan tüm çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler
Günü’nü en içten dileklerimle kutluyor, bol kazançlar diliyorum dedi.