Bu yıl Mart ve Nisan aylarında 110. Yılında çanakkale Savaşı’nı hatırlayacağız. (Atlas Tarih, Mart – Nisan 2025, sh. 38)
Yıl önce çanakkale cephesinde kahramanlık gösteren 57. Alayın anısını yaşatmak için Tekirdağ’dan çanakkale’ye yürüyüşe geçen 57. Alay yürüyüş Komitesi Başkanı Hikmet Yılmaz; 57. Alay’ın çanakkale’nin kaderini belirlediğini anlatarak, “Biz dik durmasını bilen bir alayız. Biz biat etmeden sadece onurluca 57. Alay’ın davasını yürütenleriz. çanakkale Tekirdağ’dan başlar. Bütün ülke 1915 çanakkale muharebeleri hatırlandığında artık 57. Alay ve Tekirdağ’ı hatırlatıyor. (AA, Nefes, 13.3.2025).
Atatürk, Tekirdağ’da teşkil edilecek 19. Tümen Komutanlığı’na 20.1.1915’de atandı, 2.2.1915’de Tekirdağ’a geldi, 19. Tümen’i kurma çalışmalarına başladı. 19. Tümen 25.2.1915’de Maydos (Eceabat)’a nakledildi, Atatürk Maydos Bölgesi Komutanlığına atandı.
3.1915’de çanakkale Boğazı’nı geçmeye teşebbüs eden İngiliz ve Fransız donanmaları ağır zayiat vererek başarısız kaldı. (Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Prof. Dr. Utkan Kocatürk,)
19 Şubat – 18 Mart 1915 tarihleri arasındaki konumuna ilişkin olarak MustafaKemal, şöyle yazmaktaydı: “18 Mart gününün sabahı sahil Müdafaası Komutanı Cevat Paşa, Maydos’ta bulunan karargâhıma gelmişti. Kendisine Seddülbahir mıntıkasındaki tertibatı göstermek üzere, beraber Kirte’ye gittik. Düşman donanmasının Kirte ve Alçıtepe istikametinde açtığı ateşin altında kaldık. Bunun üzerine 26. Alay Kumandanına icap eden talimat-ı şifahiyemi verdim ve Cevat Paşa ile Maydos’a döndük. Düşmanın mağlubiyeti ile neticeden bu 18 Mart muharebe-i bahriyesinde (deniz savaşında) kara mıntıkasının muhafazası benim uhdemde (sorumluluğumda) idi. (Ruşen Eşref Ünaydın, Anafartalar Kumandanı MustafaKemal ile Mülakat, Cumhuriyet, Mart 1919).
MustafaKemal’in 19. Tümeni 19 Nisan 1915’te genel ihtiyat olarak Bigalı yöresine taşıtıldı.
25 Nisan 1915 sabahı Yarbay MustafaKemal, Arıburnu’nda gemi toplarının sesini duyduğu anda taarruz hareketinin başladığını anlamıştı. MustafaKemal, 57. Alay’a Kocaçimen Tepesine ilerlemesini emretti. Onların yorgun düştüğünü gören MustafaKemal, onları kısa süreli bir dinlenmeye çekerek ve yanına yaverini, emir subayını ve doktorunu alarak, Kocaçimen tepesinden yaya olarak Conkbayırı’na gitti. Conkbayırında zirveye yakın bir yerde 9. Tümen’e bağlı 27. Alayın ufak bir birliğinin çekilmekte olduğunu gördü. MustafaKemal, kaçan askerlere niçin kaçtıklarını sorusuna “düşman” diyerek 261 Rakımlı Tepe’yi göstermişti. “Düşmandan kaçılmaz” diyen MustafaKemal’e askerler, “cephanemiz kalmadı” demişler; bunun üzerine M. Kemal, “Cephaneniz yoksa süngünüz var” demiş ve askere süngü taktırmış, askerlere yere yatmalarını emrini vermiş ve bunun üzerine düşman da yere yatmıştı. Böylelikle zaman kazanılmış oldu ve bu süre içinde, 57 Alay’ın öncü birliği de yanlarına geldi, Conkbayırı Tepesinin İngilizlerden önce tutulması sağlanmıştı. MustafaKemal, 57. Alay 2. Tabur Komutanı Yüzbaşı Ata’ya bütün taburuyla 261 Rakımlı Tepeden düşmana taarruz etmesini emretti, askerlerine şunu söyledi: “Size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar zaman içinde yerimize başka güçler ve komutanlar gelebilir!”
çanakkale Savaşları hakkındaki İngiliz resmi tarihi, şu genel değerlendirmeleriyle sona ermekteydi: “MustafaKemal, 25 Nisan’da Arıburnu çevresindeki durumu derhal kavramış olmakla, Anzak Kolordu’sunun karaya çıkarıldığı ilk günde hedefe erişmemesine ve mağlubiyete uğramasına neden olmuştu. İngilizlerin hâkim noktaları elde edemeyerek dar kıyıda sıkışıp kalmalarının ve 9 Ağustos’ta Suvla – Anafartalar kesimindeki İngiliz Kolordu’sunun iflas ve hezimetinin de başlıca sebebi, yine Gazi MustafaKemal’den başkası değildi. Anafartalardan 24 saat sonra, MustafaKemal, Conkbayırı’nda İngilizlere parlak bir karşı taarruz yapmıştır. İşte bu zaferden sonra Türkler, çanakkale Boğazı’na hakim olan Sarıbayır sırtına yerleşmişlerdir. Bir daha İngilizler, bu hakim yeri ele geçirememiş ve Türklerle savaşamamıştır.”
10 Aralık 1915’te MustafaKemal hastalandı; hava değişimi için komutanlık görevini Mustafa Fevzi Çakmak’a devrederek 11 Aralık 1915’te İstanbul’a döndü. (Hikmet Özdemir, Atatürk, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 2023, sh. 19)