Türk Kadınlar Birliği Tekirdağ temsilciliği tarafında 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar günü etkinlikleri kapsamında çelenk sunma töreni düzenlendi. Saygı duruşunda bulunulması ve çelengin anıta sunulmasının ardından Türk Kadınlar Birliği Tekirdağ temsilcisi Nural Ülker konuşma yaptı. Ülker konuşmasında
Bugün Dünya Kadınlar ve emekçi Kadınlar Gününü kutluyoruz. Sizleri daha cesur ve aydınlık yüzün simgesi olması gereken bir Türkiye özlemiyle selamlıyorum. Şair ne diyor ne kadınlar bize bu kadınlarımız mübarek elleri ince küçük çeneleri kocaman gözleriyle anamız, kız kardeşimiz, yarimiz. Kalbimize dokunan, hayatımıza anlam katan, umudumuzu kırmayan iyi ki var dediğimiz cefakar kadınlarımız her yerde olmazsa olmaz. Eşitlik yasalarıyla bakın vatandaşlık haklarına layık olarak kadınlarımız yaşamalıdırlar. Bizim kadınlarımız, bu adlarını Cumhuriyet yasalarıyla kazanmıştır. Kadınların erkekler ile eşit haklara sahip olma yolundaki mücadelelerinin temeli 1857 yılında New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretle uzun çalışma saatleri ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek amacıyla yaptıkları greve dayanıyor. Bu olaylar yıllar sonra 1975 tarihinde kadınların sosyal hayatın içinde seslerini duyurmaları için Birleşmiş Milletler tarafından 8 Mart tarihi dünya kadınlar ve emekçi Kadınlar Günü olarak ilan edilmiştir. Günümüzde ayrımcılığın ortadan kalkması ve daha iyi yaşama ve çalışma koşulları elde edebilmek için tüm haykırışlar dünyadaki bütün kadınlara heyecan vermiştir. Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti kadınsız aydınlanmanın başarılı olamayacağını görmüş ve kadın hakları konusunda öncü devletler arasında yer almıştır ve de Türk kadını 1935 yılında pek çok devletin kadınından önce seçme ve seçilme haklarına kavuşmuştur. Bugün dünyada eşitsizlik, baskı ve şiddet gibi kadınları ötekileştirme çabaları devam etmektedir. Özellikle son yıllarda daha çok artan kadın cinayetleri görülmektedir. Bu olaylar hangi kadın olursa olsun bizi derinden üzmektedir. Tacize uğrayan, şiddet gören kadını cinayetlere kurban verilmesi kabul edilemez. Yasalar uygulanmalı, bilinmeli ki kadınları sağlıklı ve mutlu olan devletlerin geleceği parlaktır. Demek ki bir devlet kadınsız olamaz. Onların mutluluğu devletin büyüklüğünü gösterir. Kadınlara eşit hakların verilmesi dünya barışını da güçlendirecektir. Kadının ihmal edildiği bir toplumun varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi mümkün değildir. “dedi.
