DOĞRUDAN GÖZETİMLİ TEDAVİ (DGT) TÜBERKÜLOZ (VEREM) HASTALIĞI

DOĞRUDAN GÖZETİMLİ TEDAVİ (DGT) TÜBERKÜLOZ (VEREM) HASTALIĞI
08/01/2024 17:34
A+
A-

Tüberküloz, Mycobacterium tuberculosis complex olarak tanımlanan bir grup mikobakteri tarafından oluşturulan, çok değişik klinik görünümlere sahip kronik, nekrozitan bir infeksiyondur. Hastalığın oluşumundan %97-99 oranında Mycobacterium tuberculosis sorumludur.
Basiller, çoğunlukla akciğerlerde hastalık oluşturmalarına rağmen kemikler, eklemler, beyin, böbrekler, sindirim sistemi, omurga gibi organ ve sistemleri de etkileyebilmektedir. Tüberküloz (TB) hastalığı, önlenebilen, tedavi edilip iyileştirilebilen, toplumsal açıdan önemli bir hastalıktır.
VEREM TEDA Vİ EDİLEBİLİR BİR HASTALLKTIR
TÜBERKÜLOZ NASIL BULAŞIR?
Mycobacterium tuberculosis basili tarafından oluşturulan TB hastalığı hava yolu ile TB hastasından sağlam kişiye bulaşır. En bulaştırıcı olan hastalar tedavi görmemiş kişilerdir. Nefes vermekle, özellikle de öksürmek, hapşırmak, konuşmak ile mikroplar çevre havaya saçılır. Sağlıklı kişiler bu mikropları nefesleriyle alırlar. Hasta ile yakın ve uzun süreli teması olan kişilere bulaşma riski fazladır. Bunlar; aile bireyleri, aynı evi paylaştığı arkadaşları, işyeri arkadaşları olabilir. Bulaşma için genellikle verem hastası bir kişi ile belirli süre birlikte yaşamak gereklidir.
Solunum yoluyla alman verem mikrobu verem enfeksiyonuna yol açar. Bu, bir hastalık durumu değildir. Vücutta verem basilinin sessiz durduğu ve adeta hapsedildiği bir durumdur. Vücut direncinin düştüğü bir anda hastalık oluşturur.
Hastaya tüberküloz tedavisi başlandıktan yaklaşık 2-3 hafta sonra bulaşıcılık genellikle sona erer.
TÜBERKÜLOZ HASTALIĞI HAVA YOLUYLA BULAŞIR
KİMLER TÜBERKÜLOZ HASTALIĞI AÇISINDAN YÜKSEK RİSK ALTINDADIR? Tüberküloz enfeksiyonu riskini artıran durumlar şunlardır: Yüksek TB prevalanslı yerde yaşamak, TB basiliyle karşılaşma olasılığının yüksek olması, karşılaşma süresinin uzun olması, intrensek (kişisel) duyarlılığın yüksek olması ve TB hastası ile yakın temas öyküsünün olmasıdır.
Tüberküloz enfeksiyonunun aktif tüberküloza dönüşme riskini artıran durumlar şunlardır: Enfeksiyonun yeni gelişmiş olması (ilk 2 yıl), vücut ağırlığının ideal vücut ağırlığından düşük olması, enfekte olan kişinin 0-5 yaşta ya da çok ileri yaşta olması, sigara kullanımı, uyuşturucu kullanımı, uzun süre kortikosteroid kullanımı, bağışıklığı baskılayan tedaviler, bağışıklık sisitemini baskılayan herhangi bir hastalığın (diyabet, silikozis, HIV enfeksiyonu, lösemi, lenfoma, kronik malabsorbsiyon sendromları, transplantasyon, kronik böbrek yetersizliği, hemodiyaliz) varlığıdır.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN BASKILANMASI, HASTALIK RİSKİNİ ARTIRAN EN ÖNEMLİ
FAKTÖRLERDENDİR
TÜBERKÜLOZ HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Tüberküloz hastalığı genellikle sessiz bir başlangıç gösterir. Kronik bir tablo vardır. Solunum sistemi semptomları, hastalığa spesifik olmayan genel semptomlar ve akciğer dışı diğer organ bulguları görülebilir.
TB semptomları ve hastalığın ciddiyeti, çok hafifle hayatı tehdit eden tablo arasında değişebilir.
Semptomlar/bulgular lokal ve sistemik olabilir. TB hastalığı herhangi bir organ veya dokuyu tutabilir.
Sistemik (Genel) Bulgular; ateş, gece terlemesi, halsizlik, çabuk yorulma, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama.
Solunum Sistemi Bulguları: Akciğer tüberkülozunda, öksürük, balgam çıkarma, hemoptizi (kan tükürme), göğüs ağrısı, sırt-yan ağrısı, nefes darlığı gibi bulgular vardır.
Akciğer dışı organ tüberkülozu: Hastalığın olduğu organa özgün bulgular vardır (lenf bezi büyümesi, idrarda kan görülmesi, eklemde şişlik gibi).
2-3 HAFTADAN UZUN SÜREN ÖKSÜRÜKTE TÜBERKÜLOZDAN ŞÜPHELENİLMELİDİR
TÜBERKÜLOZ HASTALIĞININ TANISI NASIL KONULUR?
Tüberküloz hastalığının kesin tanısı balgamda tüberküloz basillerinin gösterilmesi ile konulur. Hastanın yakınmaları ile hastalıktan şüphelenilir. Hastanın değerlendirilmesinde kapsamlı bir tıbbi yaklaşım gerekir: Hastanın öyküsü (anamnezi), fizik bulgulan, akciğer filmi, tüberkülin deri testi (PPD) ile hastalıktan şüphelenilir. Bakteriyolojik ya da histolojik inceleme ile tanı kesinleştirilir. Verem savaşı dispanserlerinde tanı işlemleri, tedavi, ilaçlar ve takip ücretsizdir. Tüm tüberküloz ilaçları Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz olarak verilmektedir.
TÜBERKÜLOZ HASTALIĞININ KESİN TANISI, BALGAMDA TÜBERKÜLOZ
BASİLLERİNİN GÖSTERİLMESİ İLE KONUL UR.
TÜBERKÜLOZ HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Tüberküloz hastalığı uygun ilaç tedavisi ile iyileşebilen bir hastalıktır. Tedavide birden fazla ilacın düzenli ve yeterli süre birlikte alınması gerekmektedir, ilaçlarını önerilen şekilde aksatmadan, yeterli sürede içen hastaların hemen hepsi başarıyla tedavi edilir.
Tedavide kullanılabilecek temel ilaçlar; İzoniyazid, rifampisin, etambutol, pirazinamid veya morfozinamid ve streptomisin’dir. Tedavi süresi en az altı aydır. Tedavinin ilk iki ayından sonra ilaç sayısı azaltılmaktadır. Bazı özel durumlarda tedavi süresi uzatılabilmektedir. İlaçların her gün düzenli bir şekilde alınması çok önemlidir.
Tedavi, bulaşıcı bir hastalık olan veremle savaşın en önemli yöntemidir. Düzenli tedavi hem hastanın iyileşmesini sağlar, hem de bulaşıcılığı hızla önleyerek toplum sağlığını korur. Bu nedenle, hastanın tedavisinin düzenli sürdürülmesi ve tamamlanması gerekir.
TÜBERKÜLOZ HASTALIĞI UYGUN İLAÇ TEDA VİSİ İLE İYİLEŞEBİLEN BİR
HASTALIKTIR
DOĞRUDAN GÖZETİMLİ TEDAVİ (DGT)
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından tüberküloz kontrol programları için önerilen tedavi yöntemi Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT)’dir. DGT, verem hastasının tüm tedavisi boyunca ilaçlarının her dozunu bir görevli ya da sorumlu kişinin gözetiminde içmesi ve bunun kaydedilmesidir.
DGT uygulamasının temel nedeni, hastaların genellikle tedaviye uyumsuz olmalarıdır. Verem hastalarının tedavileri en az 6 ay (ilaç direnci olan vakalarda bu süre uzayabilir) olmak üzere uzun bir zaman almaktadır. Tedavi sürecinin uzun olması ve tedaviye başladıktan sonra hastaların bir-iki hafta içerisinde iyileşme belirtileri göstermelerinden dolayı verem hastaları tedavilerini yarım bırakabilmektedirler. Bunun sonucunda hastalarda nüks, ilaç direnci, kronikleşme gibi istenmeyen sonuçlar görülebilmekte, tedavi süreci uzayabilmekte ve bu hastalar toplum açısından bulaşma kaynağı oluşturabilmektedirler.
DGT uygulamaları ile tedavi başarısı ve kür oranlan artarken hastalık insidansı düşmektedir. Ayrıca nüks oranları, ilaç direnci oranları da düşmektedir. Etkili ve başarılı bir tedavi için, aktif olarak hastalara ilaç içirmek gereklidir.
ETKİLİ VE BAŞARILI BİR TEDA Vl İÇİN DOĞR UDAN GÖZETİMLİ TEDA Vl
UYGULAMAK GEREKLİDİR
TEKİRDAĞ İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
İLACA DİRENÇLİ TÜBERKÜLOZ NEDİR
Tüberkülozda ilaç direnci, tüberküloz mikrobuna etkili olan ilacın artık etki etmemesidir. Bu, laboratuvar testi ile anlaşılabilir. Nedeni, yanlış ilaçlarla, eksik ilaçlarla tedavi yapılması ya da tedavinin düzenli kullanılmaması, erken kesilmesidir. îlaca dirençli tüberkülozu olan hastalar da tedavi edilebilir. Ancak bu hastaların tedavisi; daha uzun sürmesi, daha çok yan etki yaratması, yaklaşık 100 kat daha pahalı olması ve bazen ameliyat da gerektirmesi nedeniyle daha zordur. İlaç direnci olmayan hastalar bütün dispanserlerde ücretsiz tedavi edilebilir; dirençli hastaların tedavileri ise sadece bu konuda uzmanlaşmış eğitim tipi göğüs hastanelerinde yapılmaktadır.
DÜZENSİZ TEDA vi YA DA EKSİK BİRAKİLAN TEDA vi, İLAÇ DİRENCİNE YOL AÇAR.
DOĞRUDAN GÖZETİMLİ TEDAVİ (DGT)
Doğrudan gözetimli tedavi (DGT), hastalara her doz ilacın, bir görevli tarafından bizzat içirilmesidir. Neden buna gerek vardır? Hava yolu ile ve tamamen rastlantı eseri olan verem bulaşmasının önlenmesinde yapılması gereken en önemli şey hastaların tedavisidir. Hastaların bir kısmı, en az 6 ay sürmesi gereken tedaviyi düzenli sürdürememektedirler. Hangi hastanın tedaviyi yarım bırakacağını ya da düzensiz kullanacağını öngörmek de olanaksızdır. Bu nedenle, her bir hastanın tedavisini düzenli bir şekilde yapmak ve tamamlamak için doğrudan gözetimli tedavi gereklidir. Doğrudan gözetimli tedavi, hastanın sağlığını garantilediği için, hasta için iyidir; bulaşmayı durdurduğu için de toplum için iyidir. Doğrudan gözetimli tedavi uygulanacak yer ve zaman, hastanın isteğine uygun olarak, tedaviyi yapacak doktoru ile birlikte kararlaştırılır.
DOĞRUDAN GÖZETİMLİ TEDAVİ STRATEJİSİ (DGTS)
Tüberküloz kontrolü, dünyada 1991’den beri “Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi” (DGTS) ile yürütülmektedir. Bu stratejide, tüberküloz kontrol aktivitelerinin sürekliliğini ve bütünlüğünü sağlamak için hükümetin kararlılık içinde olması esastır. Hastalara bakteriyolojik olarak tanı koymayı ve ücretsiz, standart, kısa-süreli rejimlerle tedaviyi esas almaktadır. Tedavide, ilaçların bir görevli tarafından hastalara içirilmesi önerilmektedir (buna doğrudan gözetimli tedavi denilmektedir). Bu stratejide standart bir kayıt, raporlama ve değerlendirme sisteminin işletilmesi gereklidir. Türkiye’de “verem savaşı”, “tüberküloz kontrolü” ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Bulaşıcı bir hastalık söz konusu olduğundan, bir program çerçevesinde ve ülke çapında ortak bir yaklaşımla mücadele gereklidir. Tanı, tedavi, tedavinin takibi ve bütün çalışmaların izlenmesi ve koruyucu hizmetler bir bütünlük oluşturmaktadır. Türkiye’de “verem” sözcüğü, hemen daima “verem savaşı” şeklinde kullanılmaktadır.
TÜBERKÜLOZ HASTASININ AİLESİNE NE ÖNERİLMELİDİR?
Tüberküloz hastasının ailesine verem mikrobunu bulaştırma olasılığı çok yüksektir. Çünkü, aynı havayı en uzun süre paylaştığı kişiler aile bireyleridir. Bu nedenle, tüberküloz tanısı kesinleşince, bütün aile bireyleri ve hasta ile aynı havayı paylaşan işyeri ya da başka ortamdaki kişiler verem savaşı dispanserinde muayene için çağrılırlar. Buna temaslı muayenesi denilir. Temaslı muayenesi, eğer hastanın yakınlarında da hastalık varsa erkenden tanı koymayı sağlar. Ülkemizde hastaların yüzde 8-9’una temaslı muayenesi ile tanı konulmaktadır. Hasta olmayan ve risk taşıyanlara da koruyucu tedavi verilir. Koruyucu tedavi eğer düzenli kullanılırsa, mikrobu almış kişilerin hastalanmasını yüzde 90’a varan oranda önler. Hastanın ailesinin bir bütün halinde bu konuda seferber olması, tedavinin düzenli ve yeterli süre sürdürülmesinde önemlidir.
TEKİRDAĞ ÎL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
TÜBERKÜLOZ (VEREM) HASTALIĞI
Tüberküloz binlerce yıldır varolduğu bilinen bir mikropla oluşmaktadır; bu mikrobun adı: Mycobacterium tuberculosis’dir. Dünyanın bütün uluslarından insanlarda, zengin-yoksul, genç-yaşlı herkeste hastalık yapabilir. Tüberküloz, en çok akciğerlerde olmak üzere bütün organlarda hastalık yapabilir. Organlara zarar verir. Tedavisiz bırakılırsa ya da kötü tedavi edilirse öldürücü olabilir. Tedavi ile tümüyle şifa sağlanabilir. Erken ve uygun tedavi başlanır, yeterli süre tedavi edilirse hastalar yüzde yüz iyileştirilir. îyileşme kalıcıdır, şifa sağlar.
TEDAVİ ÎLE HASTALARDA YÜZDE YÜZ ŞİFA SAĞLANABİLİR.
TÜBERKÜLOZ NASIL BULAŞIR?
Tüberküloz mikrobunun kaynağı, tedavi görmemiş, aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalardır. Nefes vermekle, özellikle de öksürmek, hapşırmak, konuşmak ile mikroplar çevre havaya saçılır. Sağlıklı kişiler bu mikropları nefesleriyle alırlar. Sokakta, dolmuşta, lokantada öksüren birisinden verem mikrobu alma olasılığı çok düşüktür. Bulaşma için genellikle verem hastası bir kişi ile belirli süre birlikte yaşamak gereklidir. En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur. Tedavi başlandıktan sonra bulaşma hızla sona erer. Çatal, kaşık, tabak, bardak, giysi gibi nesnelerle, kan ile, cinsel ilişki ile bulaşma olmaz.
TÜBERKÜLOZ, HAVA YOLUYLA BULAŞIR.
“TÜBERKÜLOZ ENFEKSİYONU” NEDİR?
Tüberküloz mikrobu vücuda girdikten sonra aylarca-yıllarca hastalık yapmadan kalabilir. Bu dönemde vücudun oluşturduğu savunma, mikropları hapseder, sessiz şekilde tutar. Buna tüberküloz enfeksiyonu ya da kişinin enfekte olması diyoruz. Kişi, kendisinin enfekte olduğunu genellikle bilmez. Tüberkülin (PPD) ile cilt testi yapılırsa pozitif olur; bu yolla enfekte olduğu anlaşılır. Bu dönemde mikroplar bir anlamda hapsedilmişlerdir.
TÜBERKÜLOZ ENFEKSİYONU, CİLT TESTİ İLE ANLAŞILIR.
TÜBERKÜLOZ HASTALIĞI NEDİR?
Vücuttaki tüberküloz mikropları aktif hale gelirse hastalık yaparlar. Hastalık ciddidir. Tedavi edilmediği sürece, tuttuğu organda ya da organlarda hasar yapar, bu hasar giderek artar ve öldürücü olabilir. Tüberküloz hastalığı, en çok akciğerleri tutar. Hastalığın tuttuğu diğer organlar, akciğer zarları, lenf bezleri, kemikler, böbrekler, beyin zarlarıdır. Vücudun hemen bütün organlarında hastalık yapabilir. Hastalanan organlarda ağır bir iltihap olur, erimeler görülebilir. Organların çalışması bozulur. Mikropların vücuda girdikten sonra hastalık yapma süresi farklılıklar gösterir. Vücut direnci düşükse, hızla hastalık gelişebilir. Ya da yıllar sonra hastalık gelişebilir. Mikrop ahp enfekte olanlardan yüzde onu yaşamlarının herhangi bir döneminde hastalanırlar. Hastalığın gelişmesine yol açan vücut direncini kırıcı hastalıklar ve etkenler vardır. AIDS hastalığı bu bakımdan vücut direncini en çok kıran hastalıktır. Bu nedenle, AIDS ve tüberküloz birbirlerine en büyük desteği veren iki beladır. Hastalığın gelişmesine yol açan diğer direnç kırıcılar, şeker hastalığı, böbrek hastalığı, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, sigara, madenci hastalığı ve diğer bazı ciddi hastalıklardır. Bebeklerde ve yaşlılarda da vücut direnci düştüğünden hastalanma fazla olur.
TÜBERKÜLOZ TANISI NASIL KONULUR?
Tüberküloz tanısı, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Hastanın yakınmaları ve akciğer film bulguları ile hastalıktan şüphelenilir.
Hastalarda şu yakınmalar olabilir:
« iki haftadan uzun süren öksürük,
• ateş, gece terlemesi,
• göğüs ağrıları,
« iştahsızlık,
• zayıflama (kilo kaybı), çocuklarda kilo alamama da olabilir;
• Halsizlik,
• kan tükürme.
Yakınmalar genellikle hafif başlar ve yavaş ilerler. Bu nedenle, birçok hasta doktora başvurmakta gecikir. Bazıları da yakınmalarını sigara ya da başka bir nedene bağlar. Doktora başvuru gecikince, hastalık akciğerleri ya da tutulan diğer organları tahrip eder. Yanlış teşhis ve yanlış tedaviler de hastalığın ilerlemesine neden olur; aynı zamanda çevresine mikrop saçmayı sürdürmesine yol açar. Özellikle öksürük ve diğer yakınmaları olan hastaların gecikmeden verem savaşı dispanseri ya da göğüs hastalıkları uzmanına başvurmaları gerekir. Hastanın yakınmaları ve akciğer film bulguları hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Şüphelenilen hastalarda kesin tüberküloz tanısı mikroskopta basilin gösterilmesi ve besiyerinde basilin üretilmesi ile konur. Hastadan alman balgam ya da nadiren diğer örnekler bu amaçla laborutavarda incelenir ve tanı kesinleştirilir. Verem savaşı dispanserlerinde tanı işlemleri, tedavi, ilaçlar ve takip ücretsizdir.
TÜBERKÜLOZ TANISI, BALGAMDA VEREM MİKROBUNUN GÖSTERİLMESİ İLE KONUR.
TÜBERKÜLOZ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Tüberkülozun tedavisinde çok güçlü ilaçlar vardır. Bu ilaçları, ülkemizde Verem Savaşı Dispanserleri ücretsiz verir. Mikropları etkili bir şekilde öldürmek için yeni hastaların tedavisinde dört değişik ilaç kullanılmaktadır. Verem mikrobu, diğer mikroplara göre çok daha yavaş çoğaldığından, ilaçları uzun süre kullanmak gerekir. Tedavi süresi en az altı aydır. Bazı özel durumlarda ilaçları kullanma süresi uzatılabilir. İstirahat, özel beslenme, iklim ve sıkmtı-stres gibi unsurların tüberküloz tedavisinde çok önemli olmadığı gösterilmiştir. Verem ilaçları bulunana kadar bu saydığımız uygulamalar yapılıyordu, fakat hastaların yarıdan çoğu ölüyordu. İlaçlar bulunduktan sonra, verem ölümleri son derece azalmıştır; uygun ilaçları yeterli süre kullanmakla hastaların neredeyse hepsi başarıyla tedavi edilebilmektedir. Hastayı iyileştiren tedavi, hastanın sağlığı yanında toplum sağlığı açısından da son derece önemlidir. Tedavi, bulaşıcı bir hastalık olan veremle savaşın en önemli yöntemidir. Bu nedenle, tedavinin düzenli sürdürülmesi ve tamamlanması zorunludur.
TEKİRDAĞ İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
77. VEREM EĞİTİMİ VE FARKINDALIK HAFTASI BİLGİ NOTU
(07-13 Ocak 2024)
Verem eğitimi ve farkmdalık haftası etkinlikleri neden düzenlenmektedir?
• Ülkemizde “Verem Eğitimi ve Farkmdalık (Propaganda) Haftası” etkinlikleri 1947 yılından itibaren düzenlenmektedir.
• Tüberküloz, görülme sıklığı ve etkileri nedeniyle, küresel mücadele gerektiren önemli halk sağlığı sorunları arasında bulunmaktadır.
• Her yıl, ocak ayının ilk pazar gününü izleyen hafta boyunca, verem hastalığı ve bu hastalıkla mücadele hakkında bilgilendirmeler yapılmakta ve hastalığa kamuoyunun dikkati çekilmektedir.
• Bu amaçla sempozyumlar ve konferanslar düzenlenmekte, okullarda kompozisyon ve resim yarışmaları yapılmakta, vatandaşa hastalıkla ilgili eğitimler verilmekte, hazırlanan afiş ve broşürler dağıtılmakta, yazılı ve görsel basın yoluyla bilgilendirmeler yapılmaktadır.
Tüberküloz hastalığının etkeni nedir?
• Tüberküloz hastalığının etkeni Mycobacterium tuberculosis complex basilleridir.
• Yavaş çoğalan, kültürde 2-6 haftada üreyen ve oksijenli ortamda yaşayan bir basildir.
® Asit ile boya vermediğinden aside dirençli basil (ARB) denilir.
Tüberküloz hastalığı nasıl bulaşır?
• Basilin kaynağı, hiç tedavi görmemiş veya düzenli tedavi olmamış akciğer ve larinks (gırtlak) tüberkülozu olan hastalardır.
• Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu hastalık bulaşır.
• Balgam yayması pozitif olan ve akciğerinde kavitesi bulunan hastalar daha fazla basil saçarlar.
• Tüberküloz hastasıyla aynı ortamda bulunma süresi, ortamın büyüklüğü ve havalanma düzeyi basilin bulaşmasında önemli olan faktörlerdendir.
• En sık bulaşma, hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına olur.
• Düzenli ilaç kullanımı ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Hastaların çoğunda, ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık yok olur.
Tüberküloz enfeksiyonu ile tüberküloz hastalığı arasındaki farklar nelerdir?
• Tüberküloz enfeksiyonu,tüberküloz basilinin vücutta sessiz olarak durduğu; hastalık şikayetlerinin bulunmadığı, hastalığın klinik, laboratuvar ve radyolojik bulgularının görülmediği durumdur. Latent tüberküloz enfeksiyonu (LTBE) olarak da adlandırılmaktadır.
• Tüberküloz enfeksiyonu, basilin vücuda girmesinden 8-10 hafta sonra tüberkülin deri testi (TDT) yapılarak tespit edilebilir.
• Tüberküloz enfeksiyonu olan kişilerin yaklaşık %10’unda, yaşamlarının bir döneminde tüberküloz hastalığı gelişebilir.
® Enfekte olup hastalığı geliştirmeyen kişiler, enfeksiyonu başkalarına bulaştırmazlar.
® Tüberküloz hastalığı,tüberkülozla ilgili klinik belirti ve bulguların ortaya çıktığı durumdur.
• Vücut direncini düşüren durumlar, bağışıklığı etkileyen hastalıklar ve etkenler hastalığın ortaya çıkmasında rol oynar.
• HIV/AIDS, vücut direncini en çok düşüren hastalıklardan biri olduğu için tüberküloz ile HIV/AIDS birlikteliği sıktır.
• Diabetes mellitus, kronik böbrek yetmezliği, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, tütün kullanımı ve silikozis de vücut direncini düşürerek tüberküloz hastalığının ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.
• Bebek ve çocuklarda, vücut direnci düşük olduğundan, hastalığa yakalanma riski erişkinlere göre daha fazladır.
• Tüberküloz hastalığı en çok akciğerlerde görülmekle birlikte (%60-70) saç ve tırnak hariç tüm doku ve organları tutabilir.
• Hastalığın en sık görüldüğü diğer organ ve dokular; plevra, lenf bezleri, kemikler, böbrekler ve beyin zarıdır.
Tüberküloz hastalığının belirtileri nelerdir?
• Genel yalanmalar; halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş ve gece terlemesidir. Küçük çocuklarda kilo almada duraklama, büyüme veya gelişme geriliği olabilir.
® Solunum sistemi yakınmaları; öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, kanlı balgam (hemoptizi), göğüs-sırt-yan ağrısı ve nefes darlığıdır.
• Diğer organları tutan akciğer dışı tüberküloz hastalığında ilgili organa ait bulgular görülebilir. Örneğin kemik ve eklem tüberkülozunda kalça, diz veya omurgada şişlik, ağrı, akıntı; larinks tüberkülozunda ses kısıklığı, lenf bezi tüberkülozunda lenf bezi büyümesi, akıntı, böbrek tüberkülozunda idrarda kan, iltihap yapabilir.
• Bazı hastalarda yakınma olmayabilir; özellikle bağışıklığı baskılanmış ve yaşlı hastalarda.
• Yaşlı hastalarda tüberküloz atipik olarak ortaya çıkabilir. Tüberkülozu olan bazı yaşlı hastalar tüberkülozun klasik belirtilerini (örn. öksürük, kanlı balgam, ateş, gece terlemesi ve kilo kaybı) göstermeyebilir. Bu hastalarda tüberküloz, fonksiyonel kapasitede değişiklikler (örn. günlük yaşam aktiviteleri), kronik yorgunluk, bilişsel bozukluk, yeme bozukluğu (anoreksiya) veya düşük dereceli ateş (uzun süreli ve açıklanamayan) ile ortaya çıkabilir.
® İki-üç haftadan uzun süren ve non-spesifık antibiyotik tedavisi almış olmasına rağmen klinik yanıt alınamayan öksürük varlığında tüberküloz hastalığından şüphelenmek gerekir.
Tüberküloz tanısı nasıl konulur?
• Hastalığın kesin tanısı, balgamda tüberküloz basilinin görülmesi ile konulur. Basilin mikroskopta görülmesi ya da kültürde üremesi gereklidir. Son yıllarda yaygınlaşan moleküler tanı testleri de geçerli tanı araçları arasında yer almaktadır.
• Hastalığın bulguları yavaş gelişir. Hastanın klinik ve radyolojik bulguları, hastalıktan şüphelenmeyi sağlar.
• Tüberkülin deri testi (TDT)’nin pozitif olması vücutta basil olduğunu gösterir. Bu durum tüberküloz enfeksiyonu veya tüberküloz hastalığını işaret edebilir. Dolayısıyla TDT, tüberküloz hastalığının kesin tanısında kullanılmaz.
Tüberküloz hastalarının bildirimi ve kaydı zorunlu mudur?
• Tüberküloz, bildirimi zorunlu bir hastalıktır.
® Tamyı koyan tüm sağlık kurum ve kuruluşları, hastalarını, 24 saat içinde İZCİ* veya UTS** sistemine kaydederek bildirimde bulunmalıdır.
® Tanı konulan tüm tüberküloz hastalarının verem savaşı dispanseri kaydına alınması gereklidir.
İZCİ*: Bulaşıcı Hastalık Sürveyans ve Erken Uyarı Sistemi UTS**: Ulusal Tüberküloz Sistemi
Tüberküloz hastalığının tedavisi nasıl yapıbr?
• Tüberküloz tedavisi, tüm sağlık kuruluşlarında, Bakanlığımız tarafından yayımlanmış olan “Tanı ve Tedavi Rehberi” ile belirlenmiş standartlara uygun olarak yapılır.
• Yeni tüberküloz hastalarının tedavisi; iki ay 4’lü ve dört ay 2’li ilaçla olmak üzere 6 ay sürmektedir.
• Tedavide kullanılan bütün ilaçlar, ilgili sağlık kuruluşları tarafından ücretsiz verilir.
• İlaçların düzenli kullanılması tedavinin başarısı için oldukça önemlidir.
• Hastanın, tercihen bir sağlık personelinin gözetiminde ilaçlarını alması şeklinde uygulanan “doğrudan gözetimli tedavi (DGT)” düzenli ilaç kullanılması için en uygun yoldur.
« Tedavi sonlandırılana kadar, hastanın aylık takiplerinin verem savaş dispanserinde yapılması uygundur.
İlaca dirençli tüberküloz nedir?
• Tedavide kullanılan ilaçların eksik alınması ya da düzensiz kullanılması halinde, tüberküloz basili ilaçlara direnç kazanabilir.
• Dünya Sağlık Örgütünün tahminlerine göre yeni tüberküloz olgularının %3,3’ü ve önceden tedavi görmüş olguların ise %17,0’si Rifampisine dirençli ya da çok ilaca dirençlidir.
® Dirençli tüberkülozun daha ileri aşamasında bazı ikinci seçenek ilaçlara da direnç gelişmekte olup bu duruma yaygın ilaç direnci denmektedir.
® İlaca dirençli tüberküloz hastalığının tedavisi zor ve daha uzun süreli olup tüm dünyada önemi gittikçe artmaktadır.
® Ülkemizde dirençli tüberküloz hastalarının tedavisi, referans hastane olarak tanımlanmış olan Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi yanı sıra bazı üniversite hastanelerinde yapılmaktadır.
Temaslı muayenesi ve koruma tedavisi neden gereklidir?
® Bulaştırıcı dönemde olan tüberküloz hastası ile aynı ortamda bulunan ve tüberküloz basiline maruz kalan kişilere “temaslı” denir.
® Tüberküloz hastasının temaslıları verem savaş dispanserlerinde ücretsiz olarak muayene edilir ve gerekli tetkikleri yapılır.
• Hasta olduğu tespit edilen temaslılar tedavi edilir. Hasta olmayan fakat enfeksiyon ya da hastalık riski taşıyan temaslılar koruma tedavisine alınır.
• Koruma tedavisi tek ilaçla ve 6 ay süreyle yapılır.
Verem aşısı kimlere uygulanır?
• Tüberküloz hastalığından korunmada BCG (Bacille Calmette Guerin) aşısı kullanılmaktadır.
• BCG aşısı, doğumdan sonra ikinci ayını bitiren bebeklere aile sağlığı merkezleri ya da verem savaşı dispanserlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır.
• BCG aşısı, belirlenen zamanı içerisinde yapılmaması halinde, tüberkülin deri testi (TDT) sonucuna göre 6 yaşa kadar uygulanabilir.
• BCG aşısı, özellikle çocuklarda ağır seyreden tüberküloz hastalığını (menenjit ve miliyer TB) önlemede etkilidir.
Tüberküloz hastalarına hangi hallerde şartlı nakdi yardım verilir?
® Tüberküloz hastalığı, sağlığın yanı sıra ekonomik ve psiko-sosyal kayıplara da neden olmaktadır.
® Bu sebeple, tüberküloz hastalarının desteklenmesi ve tedavi uyumlarının sağlanması gerekmektedir.
® Ülkemizde, Bakanlığımız ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında yapılan protokol kapsamında, tüberküloz hastaları için “Düzenli Nakdi Yardım Programı” başlatılmıştır.
® Program kapsamında, ekonomik ve sosyal güçlük yaşadığı “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı” tarafından tespit edilen tüberküloz hastalarına, ilaçlarını DGT ile düzenli bir şekilde alması koşuluyla tedavi süresince nakdi yardım verilmektedir.
Dünyada tüberküloz hastalığına dair güncel veriler nelerdir?
• Tüberküloz halen dünya genelinde önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir.
• Dünyada yaklaşık iki milyar insanın tüberküloz basili ile enfekte olduğu tahmin edilmektedir.
• Bu insanların %5-10’unun yaşamlarının bir döneminde tüberküloz hastası olma riski bulunmaktadır.
• Tüberküloz genellikle ekonomik olarak üretken yaş grubundaki erişkinleri tutmaktadır.
« Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Küresel Tüberküloz 2023 Raporuna göre COVID-19 pandemisi kaynaklı tanı ve tedavi hizmetlerine erişimdeki aksaklıklar nedeni ile 2020 ve 2021 yıllarında tüberküloz tanısı alan ve tedavi edilen kişi sayısındaki azalma, ölen kişi sayısı ve hastalık yükü üzerindeki olumsuz etki, 2022 yılında küresel çapta yaşanan iyileşme ile tersine dönmeye başlamıştır. Ancak 2022’de de tüberküloz, dünyada tek bir enfeksiyon etkeni kaynaklı ölümlerin içinde COVID-9’dan sonra ikinci sırada yer almaya devam etmiştir. Tüberkülozla mücadele kapsamında küresel tüberküloz hedefleri kaçırılmış ya da hedeften sapmıştır.
• 2022’de dünya çapında yeni TB tanısı alan kişi sayısı 7,5 milyon olarak bildirilmiştir. Bu sayı, DSÖ’nün TB’yi küresel olarak izlemeye başladığı 1995 yılından bu yana en yüksek sayı olup, 2019’daki 7,1 milyonluk COVID-19 öncesi temel seviyenin (ve önceki tarihsel zirvenin) de üzerindedir (2020’de 5,8 milyon, 2021’de 6,4 milyon). 2022’deki sayı, muhtemelen önceki yıllarda tüberküloz geliştiren ancak COVID-19 kaynaklı aksaklıklar nedeniyle tanı ve tedavisi geciken kişileri içermektedir.
• 2020 ve 2021 yıllarında yeni tüberküloz tanısı alan kişi sayısındaki küresel azalmanın büyük bir kısmını (>%60) oluşturan Hindistan, Endonezya ve Filipinler 2022’de toparlanarak 2019 seviyelerinin üzerine çıkmıştır.
Şekil 1. Yıllara göre dünyada saptanan TB olgu sayısı 2005-2022.
Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre;
• 2022 yılında, dünya genelinde 5,8 milyon erkek, 3,5 milyon kadın, 1,3 milyon çocuk (<14 yaş) olmak üzere yaklaşık 10,6 milyon yeni tüberküloz hastası ortaya çıkmıştır ve 1,3 milyon kişi tüberküloz nedeniyle hayatını kaybetmiştir ve bunların 167.000’i HIV+ TB hastasıdır. • Tüberküloz, bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanan ölüm sebepleri arasında COVID-19 hastalığından sonra ikinci sırada yer almaya devam etmiştir. • Çok ilaca dirençli (ÇÎD) tüberküloz hastaları problem olmaya devam etmiştir. • İlaca dirençli tüberküloz hastalık yükünün 2020 ile 2022 arasında arttığı tahmin edilmektedir. 2022'de 410.000 yeni RD-TB (Rifampisin Dirençli-TB) olgusu bildirilmiştir.  • Tüberküloz ile küresel mücadele kapsamında uygulanan etkin tanı ve tedavi programları sayesinde 2000-2022 yılları arasında yaklaşık 75 milyon hayat kurtarılmıştır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından tahmini olarak hesaplanan TB İnsidans ve Mortalite Hızları Tablo- 1 ’ de ve Tedavi Başarısı Oranları Tablo-2’de yer almaktadır. Tablo 1. Dünya, Türkiye ve DSÖ Bölgelerine Göre Tahmini TB İnsidans ve Mortalite Hızları, 2022 Bölge Güney Doğu Asya Bölgesi İnsidans (100.000’de) 234 Mortalite (lOO.OOO’de) 30,30 Afrika Bölgesi 208 35,50 Doğu Akdeniz Bölgesi 110 10,27 Batı Pasifik Bölgesi 96 5,39 Amerika Bölgesi 31 3,40 Avrupa Bölgesi 25 2,58 Türkiye* 14 0,41 Dünya Geneli 133 16,10 *Türkiye 53 ülkeden oluşan DSÖ Avrupa Bölgesinde yer almaktadır. Tablo 2, Dünya, Türkiye ve DSÖ Bölgelerine Göre Tedavi Başarısı Oranları, 2021 Bölge Yeni ve Nüks Olgularda Tedavi Başarısı (%) Önceden Tedavi Görmüş Olgularda Tedavi Başarısı** (%) Doğu Akdeniz Bölgesi 92 74 Afrika Bölgesi 88 71 Güney Doğu Asya Bölgesi 88 83 Batı Pasifik Bölgesi 88 79 Amerika Bölgesi 72 40 Avrupa Bölgesi 69 59 Türkiye* 80 58 Dünya Geneli 87 78 **Önceden tedavi görmüş olgular: Tedavi başarısızlığından gelen ve takip dışı kalıp dönen olgular. *Türkiye DSÖ Avrupa Bölgesinde yer almaktadır. Türkiye’de tüberküloz hastalığına dair güncel veriler nelerdir? Tablo l’de yıllara göre toplam olgu sayısı, yeni ve nüks olgu sayısı ve insidans hızları sunulmuştur. Tablo 3. Yıllara Göre Toplam, Yeni+Nüks TB Olgu Sayısı ve İnsidans Hızları, 2005-2022.  Yıllar 2005 Nüfus* 68.860.540 Toplanı olgu sayısı 20.535 Yeni+Niiks Olgu Sayısı 20.262 İnsidaııs (100.000'de) 29,4 2006 69.729.970 20.526 20.078 28,8 2007 70.586.256 19.694 19.241 27,3 2008 71.517.100 18.452 18.074 25,3 2009 72.561.312 17.402 17.120 23,6 2010 73.722.988 16.551 16.253 22,0 2011 74.724.269 15.679 15.407 20,6 2012 75.627.384 14.691 14.405 19,0 2013 76.667.864 13.409 13.170 17,2 2014 77.695.904 13.378 13.108 16,9 2015 78.741.053 12.772 12.550 15,9 2016 79.814.871 12.417 12.186 15,3 2017 80.810.525 12.046 11.821 14,6 2018 82.003.882 11.786 11.576 14,1 2019 83.154.997 11.401 11.247 13,5 2020 83.614.362 8.925 8.830 10,6 2021 84.680.273 9.156 9.047 10,7 2022 85.279.553 9.851 9.723 11,4 *2005-2006yıllarında TÜİK’in projeksiyon verileri, 2007yılından itibaren ADNKS verileri kullanılmıştır. Şekil 2. Yıllara Göre Tüberküloz İnsidansı (Yeni+nüks olgu hızı) ve DSÖ Tahmini TB însidansı, Türkiye, 2005-2022. • Türkiye’de tüberküloz görülme sıklığı (insidans) COVID-19 pandemisi öncesi dönemde her yıl yaklaşık %3-5 oranında azalırken COVID-19 pandemisini takip eden 2020 yılında 2019 yılma göre %22’lik düşüş saptanmıştır. 2021 yılında 2020 ile benzer olan TB insidansı 2022 yılında yüz binde 11,4 saptanmıştır (Tablo 1 ve Şekil 1). • 2022 yılında verem savaşı dispanserlerine kayıtlı toplam tüberküloz vaka sayısı 9.851’dir. • 2022 yılı tüberküloz hastalarının %93,7’si (9.235 olgu) yeni TB olgusu, %6,3’ü (616 olgu) önceden tedavi görmüş olgulardır. • Toplam olguların 5.648’i (%57,3) erkek, 4.203’ü (%42,7) kadındır. • Hastaların 6.188’i (%62,8) akciğer tüberkülozu iken, 3.663 hastada (%37,2) akciğer dışındaki organlar (lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin vb.) tutulmuştur. « 2022 yılı hastalarının %15,6’sı (1.538 hasta) yabancı ülke doğumlu hastadır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.