Vefatının 85. Yılında, ATATÜRK’Ü HATIRLAMAK…
İbrahim BİRELMA
Atatürk’ün Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Nutku’nun kendi el yazısıyla yazdığı orijinal metnin sonunda, “Senden (Türk Milletinden) ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni Hatırlayınız.” Atatürk, bu metni Hikmet Bayur’a okutunca, Bayar şöyle diyor: “Gazi Hazretleri, eğer izin verirseniz bir şey söylemek istiyorum: Bu cümle bir vedayı hatırlatıyor. Böyle bir mutlu günde milletin kalbini veda acısıyla yakmayınız.” Benim bu sözlerim üzerine şöyle dedi: “Ben bu cümleyi kaldıracağım. Ama bunu bana kaldırttığım için ileride, ben öldükten sonra inşallah pişmanlık duymazsın.” Sanki daha sonra olacakları ta o günden biliyor gibiydi. (Emin Çölaşan, İyi Ki Varsın Atatürk, Halk Kitabevi 2013)
Atatürk’ün vefatının 85. Yılında O’nun “Beni Hatırlayınız” sözünden hareketle bazı hatırlatmalar yaparak anmak istiyoruz.
- Her ikisi de Selânikli olan Ali Rıza Bey ile zevcesi Zübeyde Hanım 1871 yılında evlenmiş, 1881’de doğan dördüncü çocuklarına peygamberin isimlerinden olan ve “seçilmiş” anlamına gelen “Mustafa” adını vermişlerdir. Çiftin ilk üç çocuğu, O küçük yaşta iken ölmüş, Mustafa’dan sonra dünyaya gelen iki kızlardan birisi 1901 yılında vefat etmiştir. Diğer kız Makbule 1956’ya kadar yaşamıştır.
- Mustafa’nın eğitimi Fatma Molla Kadın Mahalle Mektebinde başlamış, sonra Şemsi Efendi Mahalle Mektebi, Selânik Mülki Rüşdiye’si, Askeri Rüşdiye, Manastır Askeri İdadi’si, Mekteb-i Harbiye-i Şahane, Erkân-ı Harbiye’de son bulmuş; Mustafa Kemal 1905 yılında “Kurmay Yüzbaşı” olarak mezun olmuştur. (Mustafa’ya Askeri Rüşdiye’de hocası Üsküblü Mustafa Sabri tarafından “Olgun” anlamına gelen “Kemal” adı ilave edilmiştir.)
- 2.1905’te V. Ordu’da göreve başlayan Mustafa Kemal, III. Ordu, Trablusgarp ve Bingazi, Bolayır ve Şarköy, Sofya, 19. Fırka, Çanakkale, Edirne ve Diyarbakır, VII. Ordu, Yıldırım Orduları’ndaki görevlerinden sonra 13.11.1918’de İstanbul’a dönmüş, 30.4.1919’da IX. Ordu Kıtaatı Müfettişliğine atanmıştır.
- Mustafa Kemal, 1919’da lider olarak sahneye çıktığında, yaklaşık on beş yıllık bir siyasi tecrübeye sahiptir. Ve siyaset onun için bilinmeyen bir alan değildir. Faaliyeti, anılan tarihte henüz kırk yaşına ulaşamamış bir kişiye küçümsenemeyecek bir birikim sağlamıştır.
- Mustafa Kemal, siyasi lider ve başkumandan olarak yönettiği “İstiklâl Harbi”ni bir ordunun değil, “silahlanmış millet”in mücadelesi olarak görmüştür. Eli silah tutanların askere alındığı, kadınların fişek imal ettiği, top mermisi taşıdığı, çocukların silah imalâthanelerinde çalıştığı, binek hayvanlarının ordu hizmetine sunulduğu mücadele bu karaktere sahip olmuştur.
- Atatürk, çağdaş, medeni, modern toplum yaratılması ve yeni kimlik ve aidiyetleri olan millet inşa edilmesi tasavvurları üzerine yoğunlaşmıştır. Siyaset, O’nun gözünde, bu mega projeyi hayata geçirecek dönüşüm programının “aracı”dır. Siyasete, bir güç temerküzü ve iktidar tekeli vasıtası olarak yaklaşmıştır.
- Atatürk, devlet kurma aşamasına gelinceye kadar, yetiştiği ortam, aldığı eğitim, mensup olduğu neslin genel eğilimleri, katıldığı siyasi örgütün temel yaklaşımları ve çağının entelektüel tartışmasından etkilenen bir dünya görüşü geliştirmiştir. (M. Şükrü Hanioğlu, Atatürk, Entelektüel Biyografi, Bağlam Yayınları, Birinci Basım: Eylül 2023, 1.000 sh.)