5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ
DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ
Dünya Çevre Günü, 1972 yılında İsveç’in Stockholm şehrinde yapılan Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Konferansı’nda ortaya çıkmış ve 5 Haziran tarihinin Dünya Çevre Günü olması kabul edilmiştir. Bu kararın ardından her yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Dünya Çevre Günü ile insanların çevre sorunlarına karşı daha duyarlı olmasını ve bu sorunların çözümüne aktif olarak katılmasını sağlamaktadır.
PİKNİK ALANI REZALETİ
Geçen Pazar günü hava sıcaklığının 19-20 oC civarında olması üzerine ani bir kararla piknik yapalım dedik. Alel acele piknik malzemelerimizi alıp, ailece, ismini vermeyeyim, Tekirdağ’ımızın hemen civarında en yakın piknik yeri olan piknik alanına gittik. Saat 13.00 civarı olduğu için alanda görünürde 3 aile ancak vardı. Bütün piknik alanı boştu. Ama dakikalarca bir o masa grubuna gittik, bir bu masa grubuna, ama bütün masaların üstü ekmek-yemek artığı ile pis durumda idi. Ayrıca oturulacak bu masa gruplarının yanında da öbekler halinde çöpler duruyordu. Mesela adam marketten hazır köfte veya tavuk kanat almış, onun kapları orada; tavuğu yemiş kemikleri orada, salata artıkları orada. Poşetler ve gazete parçaları orda, hatta mangalının ızgarası bile orada kalmış. Üstelik bunlar geçen seneden kalan atıklar değil. En fazla 1-2 haftalık…
Öte yandan, Piknik Alanı’nın girişine yakın yerde Belediye tarafından 3 adet büyük çöp bidonu konmuş. Bunların da içi kısmen dolu olsa da yine de yer vardı. Ne yazık ki vatandaşlarımız piknik yapıp eğlenirken yarattıkları çöpleri poşetlere koyup, bu çöp bidonlarına kadar götürüp atma zahmetine katlanmıyorlar!…
Neden?….
Çevre bilinci yok!… Çevreye saygı ve sevgileri yok!… Hatta İnsana saygıları yok!.. Benden sonra buraya başka insanlar gelecek. Onlara burayı böyle pis bırakırsam ayıp olur demiyor. Nasıl olsa benim bıraktığımı kimse bilmez, görmedi deyip rahat rahat orayı öylece terkedebiliyor. Vicdanı falan da sızlamıyor. Çünkü onda vicdan yok, çünkü onda bilinç yok, çünkü onda insana ve doğaya saygı yok!…
HOLLANDA’DA GÖRDÜĞÜM BİR HUSUS
Geçen sene Hollanda’daki akrabalarımı ziyarete gittim. Hollanda’da gördüğüm ilginç bir uygulama var. Köpeği’ni gezdiren mutlaka tasması ve ipi ile gezdiriyor ve her tasmanın yanında küçük bir poşet torba var. Köpek büyük tuvaletini yaparsa derhal onu gezdiren şahıs, bahsettiğim poşete bu pisliği koyuyor ve en yakın çöp bidonuna atıyor. Bunları kontol eden Zabıta görevlileri var ve cezası (150 Avro) da yüksek ve görevlilerin müsamahaları da yok.
Avrupa Ülkelerinin çoğunda (İsveç ve Almanya’yı da bu şekilde biliyorum) aynı uygulamaları görmek mümkün. İnsanlar bunu para cezası korkusundan yapmıyorlar, artık davranışlar alışkanlık ve bir kültür/gelenek haline gelmiştir. İnternet medyasında “Köpeğinin pisliğini toplayan İsveç prensesi” haberleri resimleri ile birlikte yer almıştır. Prenseste kibir yok, kompleks yok. Olması gerektiği gibi…
ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Çevre Kirliliği’nin çeşitli nedenleri; Hava Kirliliği, Su Kirliliği, Toprak Kirliliği, Gürültü Kirliliği, Görüntü Kirliliği, Radyoaktif Kirlilik ve Işık Kirliliğidir.
Gelişigüzel atılan çöpler Çevre Kirliliği oluşturur.
ÇÖPLERİN DOĞADA ÇÖZÜNMESİ (KAYBOLMASI) İÇİN GEREKLİ ZAMAN
Kağıt 2-5 ay, portakal kabuğu 6 ay, sigara izmariti 1 yıl, sakız 5 yıl, kutu kola 10 yı, pet şişe 400 yıl, bebek bezi 550 yıl, plastik malzeme 1000 yıl.
ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN SONUÇLARI
Salgın Hastalıklar, Bitki Örtüsünün Yok Olması, Hayvanların Ölmesi ve Nesillerinin Tükenmesi, Tarım Ürünlerinin Azalması, Enerji Kaynaklarının Azalması, Turizm ve Ticaretin Azalması, Satılan Ürünlerin Fiyatının Artması
ÇEVRE AHLAKI
Geleneksel ahlak kuramlarında (teorilerinde) çevre gereken ilgiyi görmezken veya ahlaki bakımından nötr bir durumda iken, yeni ahlak tartışmalarında “çevre ahlakı” ahlak felsefesinin bir alt dalı olarak yerini almaya başlamıştır.
PEYGAMBERİMİZİN ÇEVRE AHLAKI VE BİLİNCİ OLUŞTURMA GAYRETLERİ
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in de Çevre Ahlakı ve Bilinci oluşturma yönünde önemli teşvik, tavsiye ve emirleri olmuş, sözlü ve fiili uygulamalarında çevre temizliğine ve bu minvalde çevre ahlakına büyük önem vermiştir. Bu bilince sahip İslam Toplumu’nun teşekkülü için büyük gayretlerde bulunmuştur.
ÇEVRE BİLİNCİ
Geleceğini düşünen herkes çevreyi temiz tutmalı ve korumalıdır. Çevreyi temiz tutmanın yolu bireysel sorumluluk duygusundan, çevre bilincinin oluşmasından, oluşturulmasından geçer.
Çevre bilincine sahip olmak, temel insan haklarının eşitlik ve adalet ilkelerini içine alan çağdaş insan davranışlarının çerçevesini oluşturmaktadır. Çağdaş insanın çevre bilinci, kendi içinde duyduğu bireysel sorumluluk duygusunu etrafındaki insanların da duyması için çaba göstermeyi de gerektirmektedir.
SONUÇ
Bir Kızılderili Atasözü der ki : “Yeryüzüne iyi davranın. 0 atalarınızdan miras kalmadı, onu çocuklarınızdan ödünç aldınız.”
Çevreyi kirletiyoruz! Doğayı katlediyoruz! Evet, biz bunları yapıyoruz. Aslında kendimize, geçmişimize, bugünümüze ve geleceğimize ihanet ediyoruz. Çevremiz, en değerli varlığımız olması gerekirken biz bunu sağlayamıyoruz. Sağlayamıyoruz çünkü gerekli olan “çevre bilinci” birçok insanda maalesef yok. Bunun arttırılması lazım fakat halen yeterli bilinçlendirme çalışmaları yapılıyor denilemez. Çünkü bunu yapması gereken birçok kurumlar ve kuruluşlardaki kişiler bilinçsiz. Sağlamıyoruz çünkü bu işimize gelmiyor. Evet, bazıları için çevre ikinci hatta son sıralarda yer alıyor.
En basit noktadan başlarsak kişinin yere attığı sigara izmariti ya da bir ürünün ambalajı onun için bir sorun teşkil etmiyor; o sadece onu elinden çıkartmayı düşünüyor o an ve birkaç adım ötede olan çöp kutusu bile onun için bir şey ifade etmiyor. Çünkü onu bilerek yere atıyor. Bu en masum olan çevre kirliliği ortaya çıkaran olaylardan birine örnek olarak verilebilir.
Bilinçli olmanın önemi burada devreye giriyor. Neler yapmalıyız ki bilinçli olalım ve çevre bilincine sahip bireyler olalım. İlk akla gelenler şunlar olmalı diye düşünüyorum:
Bulunduğumuz hiçbir ortamı (ev, sınıf, işyeri, cadde, sokak, park ve piknik yerleri vb) kirletmemeliyiz.
Çöpleri “Çöp Kutusu” na atmalıyız.
Geri dönüşüm, geri kazanım ve yeniden kullanıma önem vermeliyiz
Enerji ve su dikkatli kullanmalı ve gerekirse tasarruf yapmaya dikkat etmeliyiz
Plastik ve benzeri ürünleri kullanmaktan kaçınmalıyız
Ağaç dikmenin önemini kavramalı ve kavranmasını sağlamalıyız (Unutmayalım bir kişi yılda 7 ağaç tüketir. Bunu ve daha fazlasını yerine dikmemiz lazım)
Sahip olduğumuz bilinci başkalarına da aşılamalıyız. “Ağaç yaşken eğilir” sözünü bizlerde çocuklarımız için uygulamalı ve onları daha küçükken çevre bilincine sahip bireyler olarak yetiştirmeliyiz. Annelerimize, babalarımıza ve öğretmenlerimize büyük görev düşüyor bu konuda.
Anayasamızın 56. Maddesinde “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir” denilmektedir. Bu nedenle her insan çevreci olmak ve bu sorumluluğu taşımak zorundadır. Henüz vakit varken ve geç kalmadan, “bana ne” demeden hepimiz bu çabanın içinde olmalıyız. Hep birlikte sevgiye dayalı, çevreye saygılı bir geleceğe merhaba diyelim.
Recep YILDIZ
Em.Top.Kur.Alb.
TESUD Tekirdağ Şube Başkanı