Vefatının 1391. Yılında, Hz. MUHAMMED’İ ANARKEN…
(20.4.571 – 8.06.632)
İbrahim BİRELMA
Peygamberimizin adı “Muhammed”, babasının adı Abdullah, anasının adı Amine’dir. Miladı 571’inci senesi Nisan ayının yirminci pazartesi gecesi – Rabrül-evvel ayının on ikinci pazartesi gecesi sabaha karşı Mekke şehrinde doğmuştur. Kendisi dünyaya gelmeden iki ay evvel babası, dünya geldikten altı sene sonra da anası öldü. Anası öldükten sonra peygamberimize sekiz yaşına kadar dedesi Abdül Muttalib, onun vefatından sonra amcası Ebu Talib baktı.
Peygamberimiz yirmi beş yaşında iken Mekke’nin büyüklerinden Hatice nâmında dul bir kadın ile evlendi. Hatice o zaman kırk yaşında idi.
Peygamberimizin Hz. Hatice2den altı çocuğu dünyaya geldi. Kasım, Zeyneb, Rukiye, Fatma, Ümmügülsüm, Abdullah sonra Mâriye namındaki kadından İbrahim isminde bir oğlu daha oldu. Hz. Fatmadan başka hepsi peygamberimizden evvel ölmüşlerdi.
– Kırk yaşına girdiği vakit, Cenabı Allah tarafından Hz. Muhammed’e peygamberlik geldi. Mekke’de on üç sene insanlar hak dine davet etti. Elli üç yaşında iken Mekke’den Medine’ye hicret etti. Din düşmanlarıyla yirmi bir defa muharebeye girdi. Durmadan çalışarak ortadan küfrü, putperestliği, zulmü, haksızlığı, ahlaksızlığı kaldırdı. Dünyayı ilim ışığı ile aydınlattı. Adalet, hakiki hürriyet, müsavat esaslarını kurdu. Altmış üç yaşında iken mevlasına kavuştu. (Aksekili Ahmet Hamdi, İslam Dini – İslam İtikad ve İbadeti, 19.7.933)
Vefatının 1391’inci yılında Hz. Muhammed’i bazı sözlerini anımsatarak anmak istiyoruz:
– Hepiniz çobansınız, hepiniz sürünüzden sorumlusunuz. Toplumun başında bulunan çobandır, buyruğu altındakilere karşı sorumludur. Kadın, kocasının evinde çobandır, eli altındakilere karşı sorumludur. Hizmetçi, efendisinin malının çobanıdır, o da sürüsünden sorumludur; hasılı hepiniz de çobansınız, hepiniz de sürünüzden sorumlusunuz.
– Bir gün adaletle muamele, altmış yıllık ibadetten üstündür.
– İş, o işe ehil olmayana verildi mi, bekle kıyameti…
– Halkın içinde Allah’ın en fazla sevmediği kişi, buyruk sahiplerini ziyaret eden bilgindir.
– Nasılsanız öyle idare edilirsiniz; başınıza o çeşit adamlar geçer.
– Ben, ancak ahlakın e güzellerini tamamlamak için gönderildim.
– İşlerin en hayırlısı, insan en faydalı olanıdır. İnsanların hayırlısı, insanlara en faydalı olanıdır.
– Veren ihsan eden el, vermeyen elden hayırlıdır.
– Rabbim bana cömert olmamı emretti; nekeslikten nehyetti beni: Allah’ın katında, nekeslikten ve kötü huydan daha fena bir şey yoktur; nekeslik, toprak balı nasıl bozarsa ibadeti öyle bozar.
– Cennet, anaların ayakları altındadır.
– Birbirinizden nefret etmeyin; birbirinize düşman olmayın, kin gütmeyin ey Allah kulları, kardeş olun.
– Yanı başındaki komşusu açken yemeğini yiyip karnını doyuran mü’min değildir.
– Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur; ahdine vefa etmeyenin dini yoktur.
– Bilginler, peygamberlerin mirasçılarıdır, peygamberler, altın gümüş miras bırakmazlar, onların mirası bilgidir, kim o mirası elde ederse, büyük bir kâr elde etmiş olur.
– Biriniz, kötü bir şey gördü mü, eliyle değiştirsin; buna gücü yetmezse diliyle o kötülüğü menetsin; ona da gücü yetmezse gönlüyle reddetsin onu ve bu, imanın en zayıf derecesidir.
– Büyük savaş, kulun, kendi dileğiyle, nefsiyle savaşmasıdır.
– Dünya ahiretin tarlasıdır.
– Bir toplumun büyüğü, o toplumun hizmetçisidir. (Abdulbaki Gölpınarlı, Sosyal Açıdan İslam Tarihi, Hz. Muhammed ve İslamın İlk Devri, Kapı Yayınları 2015).