18 MARTTAN SONRA İTİLAF DEVLETLERİ
18 Mart günü yapılan deniz muharebelerinde, İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı’ndan geri dönmek zorunda kaldılar. Fakat Çanakkale Boğazı’nı geçmek fikrinden vazgeçmediler…
18 Mart yenilgisinden sonra İtilaf devletleri şu gerçeği anlamışlardı. Donanmanın boğazdan geçebilmesi için önce boğazdaki mayınlar temizlenmeli idi. Mayınlar temizlenmedikçe donanma Marmara’ya giremezdi. Mayınları temizleyebilmek için de boğazın Anadolu ve Rumeli yakasındaki bataryaların susturulması gerekliydi. Kıyı topları ve set bataryaları tamamen susturulmadan mayınlar temizlenemez, Karadan operasyon yapılmadan kıyı topları susturulamazdı. Bunun için de Gelibolu yarımadasının ele geçirilmesi gerekmekteydi.
Bu şekilde 18 Mart 1915 günü Çanakkale boğazını sadece donanma ile geçilemeyeceğini anlayan İtilaf devletleri, 19 Marttan itibaren amfibi bir hareket için hazırlanmaya başladı. Türk birlikleri de buna karşı alınacak savunma tedbirleri için planlar yapmaya başladılar…
18 MARTTAN SONRA TÜRK TARAFI
18 Marttan sonra Osmanlı genelkurmayı Çanakkale’ye düşman çıkarması hakkında yeni haberleri dikkate alarak bölgedeki kara birliklerini güçlendirmeye karar verdi. Bu amaçla Boğaz’ın karadan gelecek olan saldırılara karşı savunma görevi için 5. Ordu kuruldu. 24 Mart 1915’te 5. Ordu‘nun komutanlığına Liman Von Sanders atandı. 5. ordu Mart sonlarında Seddülbahir ve Kumkale’yi Müstahkem Mevkii komutanlığından devraldı. Bu şekilde Müstahkem Mevkii Komutanlığı sadece Çanakkale iç geçidinin güvenliğini sağlamak ile görevli kaldı.
25 NİSAN 1915 GÜNÜ ÇANAKKALE CEPHESİNDE YAPILAN ÇIKARMALAR:
1). Ana çıkarma bölgesi Seddülbahir’dir. Hedefi elde etmek amacı ile yapılmıştır.
2). Tali çıkarma bölgesi Arıburnu’dur. Buradaki amaç, esas çıkarmaya yardımcı olmak, birliklerin manevra imkânlarını kazanmalarını sağlamaktır.
3). Aldatma çıkarma bölgesi Kumkale’dir. Bu sınırlanmış çıkarmada amaç ise bir bölgedeki topçu gücünü ve birlikleri esas çıkarma bölgesinden uzak tutmak ve susturmaktır.
4). Gösteriş çıkarmaları bölgesi Beşige ve Saroz’dur. Gösteriş çıkarmalarındaki amaç, düşman kuvvetlerini üzerine çekerek esas ve tali çıkarmaların başarılı olmalarını sağlamaktır. Gösteriş çıkarmalarının başarılı olabilmelerindeki en önemli unsur karşı tarafın çıkarma beklediği yerden yapmaktır.
ERTUĞRUL KOYU ÇIKARMASI
25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası’nda Ertuğrul Koyu’na çıkarma yapan 3000 askerden oluşan İngiliz kuvvetini, komutasındaki 67 askeriyle on saat mavzer atışlarıyla sahilde durduran 26.P.A.3.Tb.10.Bl.1Tk. Komutanı Ezineli Yahya Çavuş’la kahraman askerler…
İngiliz Generali Nepier, Yahya Çavuş ve askerlerinin yoğun ateşi karşısında, karşılarında bir tümen bulunduğunu sanmış.
Ertuğrul Koyu Çanakkale deniz muharebeleri sırasında Seddülbahir bölgesinde, 25 Nisan 1915 tarihinde İngilizlerin çıkarma harekâtı düzenledikleri 5 koydan biridir.
Yahya çavuş ve askerleri bu koyu korumakla görevlendirilmiştir. Günümüzde bu bölgede Yahya Çavuş Anıtı ve sahilde V Beach İngiliz askeri mezarlığı bulunmaktadır.
ARIBURNU-SEDDÜLBAHİR-KUMKALE ÇIKARMALARI
İngilizlerin, Çanakkale’de 25 Nisan 1915 tarihinde sabaha karşı Fransız kuvvetleri ve ANZAK Kolordusu’yla beraber Arıburnu, Seddülbahir ve Kumkale sahillerinden 308 savaş ve nakliye gemisi ile çıkarma yapmaya başlaması (Seddülbahir’e çıkarma yapan düşman, kıyı topçusunun yoğun ateşi ve kuvvetlerimizin karşı taarruzu ile durdurulmuş, Kumkale kıyılarından yapılan çıkarma gelişememiş, takviyeli kuvvetlerle Arıburnu’na çıkan İngilizler ve ANZAK Kolordusu ise Atatürk komutasındaki birliklerimiz tarafından yapılan taarruzla ağır yenilgiye uğratılmıştır).
Arıburnu’ndan çıkarma yapan İngiliz birlikleri ve ANZAK Kolordusu’nun, Atatürk komutasındaki 19. Tümen kuvvetleri tarafından Conkbayırı önlerinde durdurulması (Atatürk, çıkarmanın başladığını görür görmez, Ordu komutanı, Saros’ta olduğundan, emir beklemeksizin, kuvvetlerinin bir bölümünü süratle Bigalı’dan harekete geçirerek Kocaçimen tepesi üzerinden Conkbayırı’na sevk etmişti.
Arıburnu’ndan Conkbayırı’na ilerleyen İngiliz kuvvetleri, bugün, Atatürk’ün komuta ettiği 19. Tümen kuvvetlerinin taarruzu ile geri çekilmeye mecbur edildi. İngiliz birlikleri, donanmalarının ateşi sonucu denize dökülmekten kurtuldular ve Arıburnu Zaferi kazanıldı.
Conkbayırı taarruzunda Türk askeri görülmemiş bir inanç ve cesaretle savaşıyor, tarihin en büyük kahramanlık sahneleri sergileniyordu. Dâhi komutan, kumandanlara verdiği emre şu cümleleri de ilâve etmişti: “Ben size taarruz emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar geçebilir!”
25 Nisan 1915 günü Arıburnu bölgesine çıkarma yapan Anzak askerlerini ilk karşılayan birlik 27. Alay ve daha sonra cepheye yetişerek muharebeye katılan 57. Alay ve 19 Tümen bu günün en önemli birlikleridir.
Arıburnu’na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal’in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı’nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi (1 Haziran 1915)
ATATÜRK’ÜN İFADELERİYLE CONKBAYIRI’NDAKİ MÜFREZE
Conkbayırı güneyindeki 261 rakımlı tepeden conkbayırına doğru sahilin gözetlenmesine memuren oralarda bulunan bir müfreze efradının Conkbayırı’na doğru kaçmakta olduklarını gördüm. Bizzat bu efradın önüne çıkarak “ Niçin Kaçıyorsunuz?” dedim. “Efendim Düşman!” dediler. “Nerede?” dedim. “İşte!” Diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler. Düşmanın biri avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve kemal-i serbestiyle ileri doğru yürüyordu. O zaman bu kaçan efrada bağırarak “Düşmandan Kaçılmaz” dedim. “Cephanemiz Kalmadı” dediler. “Cephaneniz yoksa süngünüz var” dedim. Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım ve yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırı’na doğru gelmekte olan piyade Alayı ile cebel bataryasının yetişebilen efradını marş marş ile benim bulunduğum yere gelmeleri için yanımdaki zabitleri geriye saldırdım. Kolun başında bulunan bir bölük yetişti. Cephanesiz efradı takviye ederek düşmana ateş açmalarını emrettim.
İTİLAF DEVLETLERİNDE HAYAL KIRIKLIĞI
İtilaf devletlerinin Çanakkale cephesindeki temel hedefi; donanmaya boğazı açmaktı. (Akdeniz’den İstanbul’a uzanan suyolunu açmak) Hedefleri ise İstanbul’a ulaşmaktı.
18 Mart günü Çanakkale boğazını sadece donanma ile geçemeyeceklerini anlayan itilaf devletleri amfibi bir harekât ile Çanakkale boğazını geçebilmeyi düşündüler. Planlarını yaptılar, hazırlıklarını tamamladılar ve 25 Nisan 1915 Pazar günü sabahı Çanakkale boğazına geldiler. Dört ayrı koldan yaptıkları çıkarma girişimleri ile boğazı açabileceklerini düşündüler…
Planları, birlikleri, güçleri, silahları… Mükemmeldi. İlk önce çok ümitlenmişlerdi.
Hamilton, Askerlerine çok güveniyordu.
Hamilton’un bu düşünceleri fazla uzun süre dayanmadı.
Hamilton, 25 Nisan gecesinde ise artık yapacak fazla da bir şey olmadığını düşünüyordu.
SADECE 25 NİSAN GÜNÜNÜN BİLANÇOSU
Seddülbahir bölgesinde Türkler 1.700 şehit ve yaralı ve 27 esir,
İtilaf devletleri, 2.200 ölü ve yaralı,
Arıburnu bölgesinde, Türkler, 2.500 şehit (yaklaşık 2000’i 57.Alay personeli) ve yaralı
İtilaf devletleri, 2.000 ölü ve yaralı,
Kumkale bölgesinde, 467 şehit, 763 yaralı, 505 esir,
İtilaf devletleri, 190 ölü ve 588 yaralı…
Sekiz buçuk ay (260 gün) sürecek olan ve iki taraftan 750 bin insanın katıldığı Çanakkale muharebeleri Gelibolu yarımadasında işte böylece başlamış bulunuyordu.
ÇANAKKALE MUHAREBELERİNİN TOPLAM ZAYİATI
Çanakkale Muharebeleri her savaş gibi ardında kan, ölüm ve gözyaşı bıraktı. En iyimser rakamlarla 253.000 Türk şehit oldu. İtilaf kuvvetinden de 215.000 asker öldü. Bu savaştaki toplam insan kaybı 468.000 kişidir.
25 NİSAN’DA ANZAK ASKERLERİNİ ANMAK İÇİN NE YAPILIYOR?
25 Nisan günü hayatlarını bu topraklarda kaybeden Anzak askerlerini anmak için törenler Avustralya’da 1916 yılında yapılmaya başlandı ve kesintisiz devam etti. Gelibolu Yarımadası İngiliz İşgali altında iken 1920 – 1923 yılları arasında aynı törenler Gelibolu yarımadasında da yapıldı. Yarımadada törenler kesintili olarak devam etse de 1990 yılından itibaren yarımadada –hayatlarını kaybettikleri topraklarda- Büyük törenler yapılmakta… Her sene 25 Nisan sabahı saat 05.30’da şafak ayini ile başlayan törenlerde hayatlarını kaybeden tüm askerleri için dualar okunuyor, ilahiler söyleniyor ve saygı ile hatırlanıyor… Anılıyor…
BİZ 25 NİSANLARDA NE YAPIYORUZ?
Biz 25 Nisan 1915 günü Çanakkale boğazını, İstanbul’u ve vatanı, canını kanını ortaya koyarak savunan, Şehitlerimizi, Gazilerimizi, Çok değerli komutanlarımız için ne yapıyoruz?
Son birkaç senedir –24- Nisan günlerinde Abide bölgesine 11 ülkenin Çelengini koyulup, Milli marşlar okunuyor, sevgi dostluk nutukları atılıyor, şeref defterleri imzalanıyor, mehteran ile halk coşturuluyor…
Ve yine son birkaç senedir –25- Nisan günlerinde, 25 Nisan 1915 gününde büyük başarılar gösteren 57. Alayımızın şehitliğinde protokol ve basın için bürokrasinin formalitelerinin ötesine geçememiş, bir kısım izcilerimizin de katıldığı basit bir tören yapıyoruz. Bazı yıllarda, 25 Nisan saat 06.00’da başlayarak, 57.Alayın toplanma bölgesinden muharebeye girmek için yürüdüğü Bigalı Köyü-Conk Bayırı-Arıburnu güzergahında (5-6 km), 57.Alaya “Vefa Yürüyüşü” düzenlenmektedir.
Keşke her 25 Nisan günlerinde, 25 Nisan 1915 günü cephede bulunup düşmanı karşılayan, bugün bize İstanbul’u, Vatanı armağan eden, Mustafa Kemal Atatürk’ü, İzzettin Çalışlar’ı, Şefik Aker’i, Halil Sami’yi, Halis Ataksor’u, Hafiz Kadri’yi, Mahmut Sabri’yi, Malatyalı İbrahim’i, Binbaşı İsmet’i, Yüzbaşı Faik Efendi’yi, İbradı’lı İbrahim Hayreddin’i, Gelibolu’lu Süleyman Başçavuş’u, Asteğmen Muharrem’i ve 260 gün bu cephede bulunan tüm kahramanlarımızı hakkı ile anabilsek…
Çanakkale Kara Savaşları Zaferi’nin 108. Yıldönümü Kutlu Olsun!
Çanakkale Şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyorum! Ruhları şad olsun!
Recep YILDIZ
Em.Top.Kur.Alb.
TESUD Tekirdağ Şube Başkanı