Dolar 38,7941
Euro 43,4435
Altın 4.037,40
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 18°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
18°C
Az Bulutlu
Çar 18°C
Per 19°C
Cum 18°C
Cts 19°C

Kıymeti bilmek gerek !!!!!!!

Kıymeti bilmek gerek !!!!!!!
21/03/2023 18:37

 

> Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin seviyesini öğrenmek ister. Onun eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip iri bir nesne verip: “Oğlum” der, “Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir.

> Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar.

> İlk önce bir bakkal dükkânına girer ve “Şunu kaça alırsınız?” diye sorar.  Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir; sonra: “Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın” der.

> İkinci olarak bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği nesneye ancak bir beş lira vermeye razı olur.

> Üçüncü defa bir semerciye gider: Semerci nesneye şöyle bir bakar, “Bu der  “benim semerlere iyi süs olur. Bundan “kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm.”

> En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce yerinden fırlar. “Bu kadar değerli bir pırlantayı, mücevheri nereden buldun?” diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. “Buna kaç lira istiyorsun?” Öğrenci sorar: Siz ne veriyorsunuz?” “Ne istiyorsan veririm.”

> Öğrenci, “Hayır veremem.” diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar:

> “Ne olur bunu bana satın. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim.”  Öğrenci emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.

Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karma karışıktır. Böylesi karışık düşünceler içinde geriye dönmeye başlar. Bir tarafta elindeki nesneye yüzünü buruşturarak 1 lira verip onu oyuncak olarak görenler, diğer tarafta da mücevher diye isimlendirip buna sahip olmak için her şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler..

> Bilge hocasının yanına dönen öğrenci, büyük bir şaşkınlık içinde başından geçen macerasını anlatır.

> Bilge sorar: “Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin?”

> Öğrenci: “Çok şaşkınım efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum, kafam karmakarışık” diye cevap verir.

> Bilge hoca çok kısa cevap verir:“Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve o değerini bilenin yanında kıymetlidir.”Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden kuyumcular mutlaka vardır.

> Mesele kuyumcuyu bulmaktadır…

Bizler yaşamımız boyunca, en sevdiklerimizin dahi kıymetini ne yazık ki yaşarken bilemiyoruz. O güzelim vatanımızın kıymetini ise hiç bilemedik. Çünkü bu vatanı böyle özgür bir ülke yapmak adına hiçbir katkımız olmadı da ondan. Sevdiklerimiz elimizden yok olup birer birer gittiğinde ise, dövünüp duruyoruz. İşte tıpkı yaşamımızda yakınlarımıza, vatanımıza yaptığımız kıymet bilmezliği, İçinde yaşadığımız bu şehir için yapabiliyor muyuz?? Bu güne kadar yapabildik mi? O halde bugün yapmak isteyene de lütfen mani olmayalım.

Bünyamin Alptürk

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Haber