4 ŞUBAT DÜNYA KANSER GÜNÜ
Her yıl 4 Şubat Günü Kanser ile ilgili farkındalık ve bilinç düzeyinin artmasını sağlamak, kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan doğru bilinen yanlışlardan kurtulmak ve doğruların herkese ulaşmasını hedeflemek amacıyla “Dünya Kanser Günü” dünya genelinde kutlanmaktadır.
DÜNYA GENELİNDE GİDEREK ARTAN BİR SAĞLIK PROBLEMİ: KANSER
Dünya genelinde giderek artan bir sağlık problemi olan kanser, toplumlarda önemli bir sosyo ekonomik yüke, bireylerde de maddi ve manevi kayıp ve zorluklara yol açmaktadır. Kanserin önemli bir kısmının önlenebilir olması bu konuya verilen önemin de giderek artmasına yol açmıştır.
Çağımızın en yaygın, adı bile insanı korkutmaya yeten ve dünyada her yıl 14 milyon kişiyi yakalayan ve 8,8 milyon kişinin ölümüne sebep olan kanser, Türkiye‘nin de en önemli sağlık sorunlarından biri. Öyle ki ülkemizde yılda yaklaşık 180 bin kişi kanser teşhisi alıyor.
Bir Kanser (Tiroit Kanseri) Hastası olarak 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nü çok önemsiyorum.
Farkında olmadan kötü huylu Tiroit Kanseri olmuşum, başka bir rahatsızlıktan dolayı Ultrason yaptırırken 2013 yılında teşhis kondu ve ameliyat ile Tiroit Bezlerim alındı. Kurşunlu odada 3 gün 100’lk İyot yüklü hap içerek radyasyona bırakıldım tedavi süreci gereği. Hastane çıkışında da Silivri Cezaevinde (FETÖ’nün Balyoz Kumpasından 2011-2014 yıllarında suçsuz yere yatarken) tek kişilik odada ve ayrı tuvalet ve banyosu olan bir ortamda onlara radyasyon bulaştırmamak için diğer mahkumlardan tecritli olarak 10 gün geçirdim.
Bundan sonra da 10 yıldır, önce 3 ayda bir, şimdilerde ise 6 ayda bir yapılan Tahlil sonuçlarının temiz çıktığını öğrenene kadar her seferinde ölüp ölüp dirilmekteyim. Allah bu hastalığı düşmanımın başına bile vermesin!….
Kanser teşhisi konan bir hastanın hayatının ve hayallerinin nasıl karardığını anlatmak zor, bunu en iyi yaşayan yani başına gelen bilir.
DÜNYA KANSER KONTROL ÖRGÜTÜ’NÜN KAMPANYA RENKLERİ: TURUNCU VE MAVİ
Dünya Kanser Kontrol Örgütü her yıl Dünya Kanser Günü’nde örgütün kampanya renkleri olan Turuncu ve Mavi renklerle bütün dünyada önemli şehirlerin sembol binalarını aydınlatılıyor. Türkiye’de de Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu, İstanbul’da tarihi Galata Kulesi ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Ankara’da Altındağ Belediyesi, Kayseri’de 1906’da inşa edilen Tarihi Saat Kulesi ve 800 yıllık Gevher Nesibe Hastanesi ve Tıp Eğitimi Binası, Adana’da 5500 yıllk tarihi Taş Köprü, Antalya’da parklar ve Park Antalya AVM ve Mersin’de parklar bu renklerle ışıklandırılmaktadır.
KANSER HASTALIĞI
Kanser beraberinde getirdiği sağlık sorunlarının yanı sıra, maddi ve manevi yönden uzun süreli mücadele gerektiren bir hastalıktır. Dünyada her yıl kansere bağlı 8.8 milyon ölüm gerçekleşmekte ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde bu rakamın 14 milyona (yılda) yükselmesi beklenmektedir.
Erkeklerde en sık görülen kanserler akciğer ve prostat kanseri iken tütüne bağlı kanserler erkeklerde önemi önemini korumaya devam etmektedir
Kadınlarda en sık görülen meme kanseri, her 4 kadın kanserinden birisi olmaya devam etmektedir
Hem erkeklerde hem de kadınlarda bağırsak (kolorektal) kanseri üçüncü en sık görülen kanser türüdür.
Çocukluk çağı kanserlerinde ise lösemi en sık görülen kanser türüdür.
KANSER ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIKTIR
Dünyada her geçen gün daha fazla insan tütün ve tütün mamullerine, hareketsiz yaşam tarzına ve yanlış beslenme gibi kanserin en önemli risk faktörlerine maruz kalmaktadır. Sağlıksız yaşam alışkanlıklarının değiştirilmesiyle kanserlerin 1/3’den fazlasının gelişimi engellenebilir.
Kanserin önlenmesi hususunda; alkolden ve tütün mamullerinden uzak durmak, sağlıklı beslenmek (yeterli miktarda meyve ve sebze ile lifli gıda tüketimi), ideal vücut ağırlığını korumak ve düzenli olarak fiziksel aktivite yapmak (her gün 30-40 dk yürüyüş) oldukça önemlidir. Ayrıca ultraviyole radyasyondan korunma, mesleksel ve çevresel maruziyetlerin önüne geçilmesi ile kanser yükü daha da aza indirgenecektir.
ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR
Bütün kanserler erken belirti vermemektedir. Yine de şüpheli belirtiler olduğu takdirde doktora başvurulması erken teşhis olasılığını arttırmakta, bu da tedavi sürecini ve sonrasını olumlu etkilemektedir. Kanser türlerinin uyarılarını erken keşfetmek, bulgularını araştırmak ve ileri tetkik için hastaların sevk edilmesi erken tanı şansını arttırmaktadır.
Bireyler kendi vücutları hakkında bilgi sahibi olmaya, olağan dışı bir değişikliğin fark edilmesi adına teşvik edilmeli ve erken teşhisin değeri hakkında bilgilendirilmelidir. Çünkü erken teşhis, tedavinin başarılı olması adına atılan ilk ve en önemli adımdır.
ÜLKEMİZDE YÜRÜTÜLEN “KANSERDE ERKEN TEŞHİS” PROGRAMLARI
Ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü tarafınca önerilen her üç kanser için yani meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir. Bir tarama programının başarıya ulaşabilmesi için toplum tabanlı olması ve hedef nüfusun %70’ni kapsaması gerekmektedir. Sağlık Bakanlığımızın “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile toplum tabanlı kanser taramalarına yönelik, ülke genelinde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurulmuş olup hâlihazırda ülkemizde 44’ü mobil, 320’si sabit olmak üzere 364 adet KETEM mevcuttur.
Meme kanseri taramaları, 40 yaşından itibaren kadın nüfusa; gelişmiş teknolojiye sahip mamografi cihazları ile yapılmaktadır. Bundan dolayı tarama oranlarının etkin düzeylere ulaşmasını ve halkın katılımını arttırmak amacıyla KETEM’ler de bulunan mamografilerle ile halihazırda hizmet yürütmekte olan mobil mamografi cihazlarının yanı sıra alınan 10 adet yeni mobil mamografi cihazı 2016 yılı başında hizmet sunumuna başlamıştır. Yeni mobil mamografilerle birlikte mobil mamografi sayısı toplamda 33’e ulaşmıştır. Mobil ünitelerde ve KETEM’lerde çekilen mamografi görüntüleri Ankara’da Hacettepe Teknokentinde kurulan raporlama merkezine online olarak aktarılmakta ve her mamografi en az iki radyoloji uzmanı tarafından 10 gün içinde merkezi olarak raporlanmaktadır. Aile hekimlerimizin katkısı, yeni açılan mobil ve yerleşik KETEM’ler ile meme kanseri taramalarına katılımın her geçen gün artması hedeflenmektedir.
Kalın bağırsak kanseri taramaları, Dışkıda gizli kan saptanıp kolonoskopi yapılan kişilerde henüz kanserleşmemiş polip halindeki tümörler tespit edilerek kanser gelişmesi önlenebildiği gibi kanser gelişmiş olan olgularda da erken teşhis ile ölüm oranları azaltılmaktadır. Ülkemizde de KETEM’lerde ve Aile Sağlığı Merkezlerinde 50 yaşından itibaren kadın ve erkek nüfusa; kalın bağırsak kanseri taraması gaitada gizli kan kiti yardımıyla hızlı, pratik ve güvenilir şekilde yapılmaktadır.
Rahim ağzı kanserleri taramaları Son yıllardaki bilimsel veriler serviks kanserlerinin taranmasında HPV DNA testlerinin çok daha etkin olduğunu göstermektedir. HPV testlerinin hem duyarlılığı smeara göre daha fazladır hem de numune alınması daha kolaydır ve testin çalışılması aşamasında uzman bağımlılığı yoktur. Serviks kanseri üzerine yapılan çalışmalar göstermiştir ki bu kanserden %100 e yakın oranda HPV sorumludur. Ülkemizde de rahim ağzı kanserleri 2014 yılından itibaren HPV-DNA testi ile taranmaya başlanmış olup, bu hizmet KETEM ve aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz olarak verilmekte ve 30-65 yaş arası kadınlarımız 5 yılda bir yaptırabildikleri bu testlerle taranmaktadırlar.
KANSER TÜRLERİNİN ÜÇTE BİRİ ÖNLENEBİLİR
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gökhan Özyiğit, 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle bir açıklama yaptı. Prof. Sağlam, bireylerin ve toplumların, yaygın kanser türlerinin en az üçte birinin daha sağlıklı bir beslenme biçiminin seçilmesi, tütün ürünlerinden uzak durulması, fiziksel aktivitenin arttırılması ve alkol kullanımının azaltılması ile önlenebileceği konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini söyledi.
AKCİĞER KANSERİNDE TANI GECİKİYOR
Türkiye’de her yıl yaklaşık 180 bin kişinin kanser teşhisi aldığını ve hastaların üçte ikisinin erkek olduğunu belirten Sağlam, erkeklerde akciğer, prostat ve bağırsak kanserlerinin ilk 3 sırada yer aldığını söyledi. Kadınlarda ise meme, tiroid ve bağırsak kanserleri en sık görülen türler.
KAMPANYALARA RAĞMEN SİGARA İÇME ORANI AZALMADI
Kanserle mücadelede erken teşhisin önemine vurgu yapan, 40 yaş ve sonrasında mamografi çekimi ve kontrollerin yaygınlaşması ile artık meme kanserinin sıklıkla erken evrede tespit edildiğini belirten Dr. Sağlam, sigara içme oranının ise kampanyalara rağmen ciddi azalma göstermediğini aktardı, “Sigara içen kişilerde öksürük, balgam gibi sık görülen şikayetler önemsenmemekte ve doktor kontrolleri gecikmektedir. Halen ülkemizde akciğer kanserleri ile ilgili tarama programları yoktur ve hastalar genellikle yaygın evrede tespit edilebilmektedir” dedi.
Her iki cinste de en sık görülen kanserlerden biri olan bağırsak kanserlerinin, 50 yaş ve sonrasında kolonoskopi ile erken dönemde saptanabildiğini, ailevi yatkınlığı olan kişilerin daha genç yaşta kolonoskopi yaptırması gerektiğini anlatan Uzman, kansızlık (anemi) tespit edilen herkesin endoskopi-kolonoskopi yaptırmasının zorunlu olduğunu belirtti.
PROTEİN ZENGİNİ BESİNLER KANSER KALKANI
Kanserden korunmada ve kanser tedavisi sırasında beslenmenin önemli olduğunu dile getiren Sağlam, “Düzenli ve doğru beslenmek, hem kanser hastaları hem de hasta olmayanlar için çok önemli. Kanser hastalarında tedaviler sırasında vücuttaki yıkıma paralel olarak yapım ve onarım oranlarını artırmamız lazım. Yani protein ile yoğun ve düzenli beslenmek önemli. Daha az tatlı ve şekerli gıdalar, daha az yağlı gıdalar tüketilebilir. Karbonhidratlardan uzak durun. Daha az tuzlu gıdalar tüketin’’ önerisinde bulundu.
D VİTAMİNİ DÜŞÜKLÜĞÜ KANSERE YOL AÇABİLİR
D vitamini eksikliğinin kansere etkisini de değerlendiren Prof.Dr.Gökhan Özyiğit, Türkiye’nin bir Akdeniz ülkesi olmasına rağmen halkta D vitamini düşüklüğü oranının çok yüksek olduğuna dikkat çekti, “Bu vitaminin düşüklüğü meme ve bağırsak kanseri gibi bazı kanserlerle ilintili olabiliyor. Dolayısıyla D vitamini düşüklüğü olan hastalara, bu düşüklüğü gidermelerini öneriyoruz. Gerek damlalarla gerek ampullerle doktor kontrolünde düşüklüğü gidermek önemli. Çünkü D vitamini de aşırı yüksek dozlarda toksik olup hastaya zarar verebilir” şeklinde konuştu.
YAPABİLİRİZ, KANSERİ YENEBİLİRİZ
Kanser hastalığı çözümsüz değil ve doğru tedavilerle pek çok hasta hastalıktan kurtulabilir. Kanser algısı maalesef hastalığın kendinden daha ön plana çıkmış durumdadır. Kanser eşittir ölüm algısı, hastaları ve yakınlarını sarsmaktadır. Ancak günümüzde pek çok tedavi yöntemi gelişmiş ve hastalıkta oldukça başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Bilinen risk faktörlerinin en başında sigara geliyor. Düzenli ve uygun beslenme rejimleri ve egzersiz kanserden korunmada önemli. Ayrıca güneş enerjisinden faydalanalım ama fazlasından korunmak da önemlidir.
Herkese sağlıklı uzun ömürler ve kansersiz bir yaşam dilerim!
Recep YILDIZ
Em.Top.Kur.Alb.
TESUD Tekirdağ Şube Başkanı